St. Petersburg, Rus tarihini Moskova’dan daha iyi anlatan bir
şehir. Bunun nedeni sırf Çarlık başkenti olması değil.
“Bolşevik Devrimi” de burada yaşanmış. St. Petersburg’da en
dikkatimi çeken şey, siyasi entrika hikâyelerinin bolluğu ve Çarlık
tarihinin öne çıkarılması ama bu meyanda “devrimci” geçmişinin
gizlenmesiydi.
“Gizlenme” sözcüğünü rastgele kullanmadım. St. Petersburg’un “1917
Ekim Devrimi”nin sahnesi olduğu gerçeği, tamamıyla geri planda
kalmıştı.
Rehberler örneğin bu tarihi konu etmiyor; içinde “devrim” ve
“Lenin” geçen cümleler kurmaktan
kaçınıyorlardı.
St. Petersburg’un “siyasi tarih müzesi” olarak anılan “devrim
müzesini” çok uzun aramalar neticesinde bulmuş, Lenin’in tarihi
devrim konuşmasını yaptığı ballkonun bu müzede olduğunu tesadüfen
keşfetmiş, Bolşevik ihtilalinin baş karargâhının gene bu müzede
bulunduğunu bir sürpriz olarak saptamış ve bu çok önemli tarihin
nasıl olup da bunca geri planda tutulduğuna şaşmıştım.
St. Petersburg gezimde yanıtını bulamadığım tüm bu sorularımın
cevabını nihayet şimdi alıyorum. St. Petersburg’da yaşanan devrimin
bu yıl, 100. yılı...
20. yüzyılın dünya tarihini şekillendiren “devrim” için gelin görün
ki St. Petersburg’da özel bir anma
yapılmayacakmış. Putin, “yeni Rusya” ile
“eski Sovyetler Birliği” arasına mesafe koymak için bu kararı
almış. Son Çar, “devrim” lafına da alerji duymaktaymış.
Derin devlet işi mi?
Yolsuzlukları protesto amacıyla son on günde üst üste iki kez
yollara düşen genç Ruslardan, Putin’in Rus devriminin 100. yılında
bu kerte işkillenmesi bu yüzden. İnsanlar Paris’te yollara
çıktığında bu “devlete bir tehdit” olarak algılanmıyor da konu
Rusya olduğunda olay derhal dramatik bir mahiyet kazanıyor. Sansür
devreye giriyor, yüzlerce insan hapse atılıyor ve ardı ardına
senaryolar, komplo teorileri düzülüyor.
Şok yaratan son gösterilerin akabinde gelen St. Petersburg
metrosundaki bombalı saldırı da böyle oldu ve “gösteri + terör”
olaylarını hızla birbirine eklemleyen çok kirli senaryolar ortaya
atıldı.
St. Petersburg metrosunda 14 kişinin yaşamını alan saldırının
Rusya’nın Suriye operasyonuna karşı yapılan klasik bir cihatçı
terör olayı olduğu tezi bir yana bırakıldığında, bunun gerçekte
“derin devlet” işi olabileceği konuşuluyor. Sosyal medyada öne
sürülen yaygın senaryo şöyle: