Lugano - Evrenin sorunlarından yalıtılmış
bu ufak, zengin refah adacığı bile öyle anlaşılıyor ki artık
Cumhuriyet’in bitmez tükenmez çilelerine kayıtsız
değil...
Zeynep Oral’la İsviçre İtalyan “PEN”in
davetlisi olarak Lugano’dayız.
Lugano Üniversitesi’nde bir konuşmamız var. Ama daha önce Lugano
Kanton Lisesi’ne davetliyiz...
“Cumhuriyet”in dramına ilgi Avrupa’da bundan böyle lise düzeyine
inmiş durumda. Hesap edin...
Lugano’ya ilk defa genç kızlık yıllarımda gelmiştim.
Çamlar, palmiyeler, ıhlamurlar, meşeler, çınarlar arasında
cennetten çıkma bir göl mekânı hatırlıyorum.
Burası da çok değişmiş.
Lugano bile -Boğaz denli olmasa da- çimentolaşmış.
Buna karşın daha şehre girerken, insanı göl kenarında güneşlenen
beyaz kuğular karşılıyor.
Günlük yaşamını bir “kuğu gölü” dünyasında geçiren bir
kentte dahi bundan böyle Cumhuriyet konuşuluyor. Yerel TV’ler,
radyolar ezcümle Cumhuriyet’in başına gelenleri merak
ediyorlar.
‘Özgürlüğü kaybetmeden sahiplenin!’
Gerçekten bizimle bu kerte ilgili olabilirler mi.. diye
düşünüyorum.
Ama ilk konuşmayı yaptığımız lisedeki toplantı salonunda heyecanla
beklendiğimizi görüyorum.
Okul hocalarından biri “özgürlüklerin” önemine dair bir
girizgâh yapıyor.
Özgürlüklerin öneminin çoğu defa yitirildikten sonra anlaşıldığını
anımsatıyor.
Öğrencilerin sorunu daha somut kavrayabilmeleri için konuyu
çevrecilikle bağlantılandırıyor:
“Nasıl ki” diyor: “Çevrenin önemini
çevremizi yitirdikten sonra anladıysak, özgürlüklerin de
değeri çoğu kez ancak yitirildiği zaman anlaşılır. Ancak
marifet özgürlükleri, geç olmadan yani yitirmeden
sahiplenmektir!..”
Kanton Lisesi öğrencilerine Cumhuriyet’in yanı
sıra “Yazarların neden yazdıkları” ve
bizlerin “neden yazdığımızı” anlatmamız isteniyor. Zeynep
de ben de “Cumhuriyet”in demokratik özgürlükler, çağdaş çoğul,
laik değerler, kadın-erkek eşitliği, kadın hakları ve barışı
savunan bir gazete olduğunu; ezelden beri bizim bu doğrultuda
yazılar yazdığımızı anlatıyoruz.
Tüm hayatımda yazıyla haşır neşir bulunmama ve yazmayı çok sevmeme
rağmen, “neden yazdığımı” ilk kez bu toplantı vesilesiyle
düşündüğümü belirtiyorum...
Gönül yarası
Yazının çok yalnız bir iş olmasına rağmen gerçekte beni
çoğalttığını ve bana yol boyu arkadaşlık yaptığını fark ettiğimi
söylüyorum.
Yazmanın benim için en cazip yönünün bu olduğunu keşfettiğimi ilave
ediyorum.
Bu işin, insanın hem iç sesinin derinliklerine ulaşmasını
sağlayacak kertede yalnız, hem de başkalarına eşlik etmeyi ve
başkalarına erişmeyi mümkün kılacak denli benzersiz ölçüde bir
sosyallik içerdiğini vurguluyorum.