“Gazetecilik suç değildir!”
Strasbourg’un en işlek meydanı “Place Kleber”in göbeğinde dev bir
afiş… AfişteCan’ın fotoğrafı...
Yanı başına işte bunları… “Gazetecilik suç değildir/Le
journalisme n’est pas un crime” sözlerini yazmışlar.
Ve sosyal medyanın yoğun ilgilendiği konuları belirleyen “hashtag”
etiketiyle “FreeDündar/Dündar’a özgürlük” çağrısını eklemişler.
Strasbourg Basın Kulübü ve Sınır Tanımayan Gazeteciler örgütü ile
tarihi “Odyssee Sineması”nın işbirliği ile Avrupa başkentine asılan
bu afiş, Can ve Erdem serbest kalana dek
orada kalacak.
Yağmur, kar, güneş, fırtına demeksizin… Strasbourg’un Kleber
Meydanı’ndan gelen geçen herkese, her Allah’ın günü sadece
gazetecilik yaptıkları için tutuklanan arkadaşlarımızı hatırlatan
afiş, aynı zamanda Türkiye’nin ne kertede bir zifiri karanlığa
gömüldüğünü de her dem anımsatacak.
Işığın müjdesi
Can’ın afişinin durduğu yerden 200 metre ötede…matbaanın
mucidi Gutenberg’in heykelinin olduğu bir de
“Gutenberg Meydanı” var. Gutenberg aslında Almanya’da, Mainz’da
doğmuş. Yani buralı değil, Mainzlı ama matbaayı ilk kez
Strasbourg’da icat etmiş ve ilk 1453’te burada kullanmış.
Strasbourglular da çağ açan bu “Rönesans simgesi” adı, işte
Kleber’e komşu “Gutenberg Meydanı’nda” bir görkemli heykelle
ölümsüzleştirmişler.
Gutenberg ayakta... Elinde de “Ve ışık doğdu/Et la lumiere
fut” isimli bir parşömen tutuyor… Kitapçıların hâlâ etrafında açık
kitap tezgâhları kurdukları heykel kaidesinin dört cephesinde,
matbaanın icadı ile elde edilen kazanımlar anlatılıyor.
Son tahlilde ne “gazetecilik suç değildir!” afişinin Avrupa’da ilk
mertebede“matbaanın keşfedildiği” bu kente asılması; ne de…
Gutenberg’den ancak 300 yıl sonra matbaanın girebildiği topraklarda
hâlâ bu özgürlük mücadelesinin yapılıyor olması bir
tesadüf.
Kleber Meydanı’ndaki afiş, “Osmanlı özlemi” ile yanıp tutuşan ve
her gün Osmanlı’ya hayranlıklarını beyan edenlerle, Avrupa
arasındaki “300 yıllık açığın” devamı gibi sanki. Hiçbir şey
rastlantı değil.
Cumhuriyet ‘simge’
Afişin etkisini sorduğum Strasbourglu bir dostum: “Strasbourg kenti
Dündar veGül’ün özgürlüklerine kavuşması için seferber oldu!”
diyerek sorumu yanıtlıyor:
“Olay burada artık yurttaşlara intikal etti. Strasbourg
belediyesi ve Strasbourg yurttaşları bunun peşini
bırakmayacak. Konu her fırsatta gündeme gelecek!” diyor.
Avrupa Konseyi, Avrupa Parlamentosu, İnsan Hakları Mahkemesi’nin
karargâhı kentte Can ve Erdem için, içeride oldukları 73 gün
boyunca, iki kez “dayanışma günü” düzenlendi.