“Dünyanın en büyük gazeteci hapishanesi” olmanın bunaltıcı
kasvetinden kurtulamayan Türkiye, hüzünlü bir “Çalışan Gazeteciler
Günü”nü daha arkada bıraktı.
Biz, usanmadan “Gazetecilik suç değildir! Tutsak gazetecileri özgür
bırakın” çağrıları yaparken; dünya sinemalarında şu sıra Washington
Post’un 1970’lerdeki efsane gazeteciliğini anlatan “The Post”
vizyona giriyor.
Logosunda bugün dahi “Demokrasi karanlıkta ölür” ibaresini taşıyan,
Watergate skandalını ifşa etmenin yanında sayısız ödülle özdeşleşen
gazetenin siyasi iktidarla mücadelesini anlatan film hakkındaki
beklentiler çok büyük.
Öncelikle yapıt Steven Spielberg’in imzasını
taşıyor. Meryl Streep ve Tom
Hanks’in oyunculuğu göklere çıkarılıyor.
“The Post”un konusu, ilk anda düşünülebileceği gibi Watergate
değil...
Watergate skandalının sıcak gündem olduğu ’70’lerde o mevzu zaten
“Başkanın Bütün Adamları” filminde işlenmişti.
Bu defa Spielberg, Alan Pakula’nın çok yankı
getiren ’76 yapımı Watergate hikâyesinden farklı olarak “Pentagon
Papers/ Pentagon Dosyaları” olayına el atıyor... ‘Özgürlük
güvenliğin parçası’
“Pentagon Dosyaları” Vietnam Savaşı’nda ABD hükümetinin söylediği
yalanları ortaya koyan belgeler.
Gizli Pentagon belgelerine ulaşan Daniel
Ellsberg isimli bir uzman bunları, ülkenin
prestijli iki gazetesi New York Times ile Washington Post’a
sızdırıyor.
Beyaz Saray yayını durdurmak için heme...