Independent’ın Ortadoğu uzmanı Robert Fisk son yazısına perşembe
akşamı Taksim’de “soykırımı” anacak “cesur Türkleri” överek
başlıyor. İlaveten “1915 zulümü sırasında Ermenileri kurtaran-
istisnai-cesur Türklerin isim listelerinin yapılmasını”
öneriyor.
Bu yeni moda galiba...
“Holokost” konusunda o kadar yol alındı ki her şey bitti.
Sıra artık “senaryoyu” ve “drama”yı tamamlayacak “Anadolu
Schindler”lerini listelemeye geldi…
“992 yılında Suriye Çölü’nde Ermenilere ait kemik ve kafataslarını
bizzat elleriyle kazdığı zamandan beri Ermeni soykırımı hakkında
yazmaya başladığını” söyleyen Fisk’in yazısında asıl benim
takıldığım cümlelerse şunlar:
Fisk, Ermenilerden dinlediği şu tüyler ürpertici anıyı
aktarıyor:
“İhtiyar bir Ermeni kadın bana, Türk erlerini bebekleri üst üste
kazıklara dizerken ve onları ateşe verirken gördüğünü söyledi.
Annesi de ona, bebeklerin çığlıklarının, ruhlarının cennete gidiş
sesleri olduğunu söylemiş. Bu ve kadınların köle olarak
kullanılması, IŞİD’in Türkiye sınırının hemen diğer tarafında etnik
düşmanlarına karşı yaptıklarıyla tıpa tıp aynı değil mi? İnkâr..
tehlikeli.”
Görüyorsunuz değil mi?
Yıllarca Yahudi soykırımı ile paralellik kurularak hikâye edilen
“Ermeni soykırımı”, artık gümüzün dehşet saçan IŞİD kıyımına
eklemlenerek anlatılıyor.