“İyi ama” diyor 14-15 yaşlarında henüz
bıyıkları terleyen bir çocuk: “Bizimle peki aynı fikirde
olmayanlara tebliği nasıl yapalım?” Ardından bir başkası soruyor:
“İslamın farklı mezhepleriyle nasıl baş etmeliyiz?”
Bu sorulara hocanın yanıtı hiç değişmiyor: “Hep hoşgörülü
olacaksınız. Şiddete taviz vermeyeceksiniz. Şiddet, şiddeti
çağırır. İslam şiddet dini değil, barış ve hoşgörü dinidir. İslam
dinini Araplar vaktiyle kılıçla yaydı. O zaman çünkü cahiliye
geçerliydi. Bizler oysa İslamı iyilik, güzellikle anlatacağız!”
Burası Endonezya’nın Cava Adası’nda bir medrese…
Kuran, tefsir, fıkıh, hadis, Arapça, İngilizce ve ahlak dersleri
dışında tarih, coğrafya, edebiyat, matematik gibi başka hiçbir
dersin okutulmadığı, cimnastiğin bile “1-2-3-4” misali sayılarla
değil dua ile icra edildiği bu dini kurumda geçen tipik bir günü
izliyoruz.
Çocuklar, aslında pek de yumuşak hoşgörü çağrısı yapmayan ince,
uzun bir sopayla karanlıkta yatakhane kapılarına vuran bir hoca
tarafından saat 3’te sabah namazına uyandırılıyorlar.
Önce duşa giriyor, ardından aptes alarak namaza duruyorlar ve açık
havadaki cimnastik faslından sonra “Dava”nın anlatıldığı ilk derse
adım atıyorlar. Filmin adı da zaten bu:
“Dava.”
Davet, nam-ı diğer ‘tebliğ’
İtalyancaya “davet” diye çevrilen “Dava” filmini, pazar günü sona
eren Roma Film Şenliği’nde gördüm.
Medrese yaşamını tasvir eden film, İtalya’nın tanınmış
sinemacılarından İtalo Spinelli tarafından
çekilmiş. “Üstat” Bernardo Bertolucci’nin
takdimiyle açılan belgeselin gösterim...