İran petro dolarlarını aklamak ve uluslararası sisteme sokmak
için yapılan “altın ticareti” bir yerde tıkanıp miyadını
dolduruyor…
Bunun yerine ilaç, gıda, vs.. gibi malları içeren yeni bir “hayali
ihracat” planı gündeme geliyor.
Reza Zarrab konuyu Halk Bank’taki muhatabı
Hakan Atilla’ya açıyor.
Ama ne ki gariban Atilla’da jeton düşmüyor: “Nasıl olur?
Uluslararası kurallar… nasıl yaparız?” diye itiraza girişiyor:
Reza’dan Hakan Atillla’ya yanıt: “Çikinova yapacağız!”
“Çikinova” Zarrab’ın çevirdiği alengirli, yasadışı, kirli dolaplara
kendisinin verdiği bir “kod” isim.
Cukkalanan milyar Avro/dolarlar; Ali’nin külahının Veli’ye,
Veli’ninkinin Ali’ye giydirildiği ilişkiler ağı ve bir muhasebeci
titizliğiyle tutulan rüşvet cetvelleri...
New York’taki savcı arkadan soruyor: “Süleyman
Aslan ve Zafer Çağlayan dışında başka
kimseye rüşvet verdiniz mi?”
“Hayır!”
“Niçin?”
“Türkiye’nin ekonomi bakanına rüşvet veriyordum. Halk Bankası genel
müdürüne veriyordum. Onun dışında niye başkalarına da vereyim
ki?”
Reza Zarrab’ın “çikinova dünyası” için son derecede bire bir,
ayakları yere basan, gayet makul bir cevap. “
Dava”nın en ilginç yönlerinden biri bu: Reza Zarrab denen roman
kahramanı karakteri çözümlemek... Kafasında dolaşan
tilkiler
Zarrab’ın kafasında aynı anda kuyruklarını birbirine hiç
değdirmeyen 9 tilkinin dolaştığını kolaylıkla görebiliyoruz.
Dünyayı “çikinova sistemi” için her dem meşru bir tiyatro sahnesi
olarak algılıyor. Her durumdan bir şekilde sıyrılabileceğini
düşünüyor. O yüzden yakası açılmadık teklifleri en doğal olaymış
gibi her merciye yapabiliyor.
Sanırım koskoca Türk-İran sistemini rahatça parmağına dolayıp,
altından girip üstünden çıkabilmesinin baş nedeni sade dönemin İran
Cumhurbaşkanı Ahmedinejad’la kurduğu
ayrıcalıkl...