Türkiye’de ısıtıp ısıtıp gündeme getirilen başkanlık referandumu
tartışmalarının tam alevlendiği dönemde, ABD 45. Başkanı’nı seçmek
için sandığa gidiyor.
“En başarılı örnek” diye gösterilen ABD’de
bile “başkanlığın” açtığı hasarlar konusunda bundan daha
göz önünde ve can alıcı bir örnek olamaz. Tarihe gitmiyoruz. Günün
içinden bir örnek gösteriyoruz.
Clinton-Trump seçimi o kadar sorunlu ki
kimileri tercihi “Nasıl ölmeyi yeğlersiniz?”e
benzetiyor: “İğneyle mi yoksa ilmikle
mi?” Özetle “Kırk katır mı kırk satır mı?” tercihi
söz konusu.
Yarış, Müslüman karşıtı, kadın düşmanı ve ırkçı, vahşi kapitalizmin
temsilcisi Trump ile küreselleşmeci Clinton arasında yaşanıyor ve
seçmenlerin -parlamenter sistemde sahip
olabilecekleri- “İkisini de almayalım!” seçenekleri
fiiliyatta bulunmuyor.
Bu “ya herrü ya merrü” seçiminde ne bir proje var, ne bir
program. 8 Kasım’a geri sayımda yalnız hakaretler ve karşılıklı
suçlamalar konuşuluyor.
Trump, kazanması halinde -güçler ayrılığını hiçe sayarak- adalet
bakanına direktif vererek rakibini hapse attıracağını söylüyor.
Zaten seçimi kaybetmesinin yalnız sandıkta hileyle
açıklanabileceğini savlıyor. Bu nedenle “yenilgiyi
tanımayacağını”açıklıyor.
İrtifa kaybı
Gözlemciler, Amerikan demokrasisinde tehdidin hiç bu denli yüksek
olmadığına, seviyenin hiç bu kadar düşmediğine işaret
ediyorlar.
İrtifa kaybının sebebi kutuplaşma.
İç savaş dışında Amerikan toplumu hiç böyle kutuplaşmamış. Öyle ki
mitinglerde yandaşlar kutuplaşmayı kaşıyan Trump’a “Hillary’yi
içeri tık / Lock her up!” sözleriyle eşlik ediyorlar.
Nefretlerini çoğaltmak için, Clinton’ı demir parmaklıklar ardında
gösteren tişörtler giyiyorlar.
Trump ve yandaşları arasında rakip Demokrat Parti’ye beslenen bu
nefretten geçen“irrasyonel bir bağ” var.
Konuyu “Amerikan politikasının itibar kaybı / The
debasing of American Politics”başlığı ile kapağa
taşıyan “Economist”, Trump ve taraftarları arasındaki bu kör
nefret bağını, 30’lar Chicago’sundaki gangster çetelerinin üyeleri
arasındaki bağa benzetiyor. 8 Kasım’da Demokratların, Başkanlık
yanında Kongre’yi alamaması durumunda; Hillary Clinton’a
Cumhuriyetçilerin “azil / impeachment” tuzağı
kurabileceğini söylüyor.
Başkanlık sisteminin çok daha esnek olan parlamenter sisteme
nazaran içerdiği tüm bu katılık / sertlikler yanında tetiklediği
ağır kutuplaşma; yapısal sorunlar olarak ortaya çıkıyor.
Sıfır toplamın bedeli