Roma- Ruhani’nin arkasından
yaşanan “heykel krizi” şoku, İtalya’da “Avrupa kimliği”
değerlerini tartışmaya açtı.
Binlerce yıllık uygarlığımızın eserlerini Müslüman VIP konuklar
tedirgin olacak diye sansürleyeceksek, “Biz kimiz” diye soru
yor İtalyanlar.
Konuğun ev sahibine yapmış olduğu dayatmanın bir yandan açmazını
yaşıyorlar; diğer yandan İranlılar tarafından önlerine serilen
milyarlar için bu “dayatmaya” boyun eğmiş olmayı
hazmedemiyorlar.
Olayı biliyorsunuz.
Ruhani’nin İtalya gezisinde tarihi yerlerdeki çıplak kadın-erkek
heykelleri sansürlendi, İran liderinin yanından geçtiği heykellere
“burka kriterleri” uygulandı.
Ruhani gitti. Tartışma bitmedi.
Sanatın, akçeli işler için AB’de böylece “burkalanması”; Avrupa’da
para için değerlerin artık somut biçimde satıldığını
gösterdi.
İki bin yıllık çıplak bir Venüs heykelinin Roma’da “poşete
sokulması”, sadece “sanat” değil, icabında tüm özgürlüklerin keyfi
biçimde askıya alınabileceğini ima ediyor.
Hukuk devleti çatırdıyor
İtalya tam bu “poşet krizi” ile çalkalanırken, Fransa’nın
“Guyana asıllı” Adalet BakanıChristiane
Taubira görevinden istifa ediyordu.
“Terörist” damgası yiyen çifte vatandaşları, Fransa’da
“yurttaşlıktan” atmayı öngören yasa tasarısı ve bu doğrultuda
gerçekleştirilecek anayasa reformuna karşı çıktığı için bakanlık
koltuğunu bırakmayı tercih eden göçmen kökenli Taubira, istifasını
“Direnmek bazen kalmak, bazen gitmektir” diye gerekçelendirdi ve
ekledi:
“Etiğe, hukuka son sözü bırakmak; tutarlı kalabilmek için bazen
gitmek gerekir!”
“Verilen haklar geri alınmaz” şeklindeki temel hukuk ilkesi ile
Taubira’nın isyanını hiçe sayan Valls hükümeti ve
Cumhurbaşkanı Hollande’ın önerdiği teklif,
solun Fransa’da yönetimden yekten tasviyesi anlamına geliyor. Ve
insan hakları ülkesi Fransa’da hukuk devletine rahmet
okutuluyor.
Hukuk devletini sınayan tek ülke Fransa değil… İsveç’te
de “sosyalist hükümet”, ülkeye son 1 yılda giriş yapan 163 bin
mültecinin yarısını geri gönderecek...
Mülteci koşullarının tekil bazda incelenmesi gerektiğini söyleyen
hukukçular bu “toplu sınır dışının”, bir hukuk devleti ihlali
olduğunu beyan ediyorlar.