“Sizden biri sakın Müslüman kardeşinin pazarlığı üzerine pazarlık yapmasın ve nişanlısına talip olmasın.” (Buhari, Nikah 5)
Hz. Peygamber (s.a.v.) zamanında Sulebe isimli bir delikanlı.
Mescide son derece bağlı bir hayat yaşıyor. Bir gün Peygamberimiz
(s.a.v.) bu delikanlıyı bir yere gönderir. Delikanlı giderken, bir
kapı aralığında yıkanan çıplak bir kadını görür. Bir an gözünü
alamaz, sonra utanır. Hz. Peygamber'in yanına da gidemez. Kendi
kendine şöyle der: "Ben harama bulaşmış bu gözle Peygamberimize
nasıl bakacağım?"
Medine'yi terk edip dağa çıkar. Peygamberimiz (s.a.v.) Cebrail'in
bilgilendirmesi üzerine Hz. Ömer'e ve Hz. Selman'a bu delikanlıyı
bulmak üzere tarif edeceği yere gitmelerini emreder. İki sahabe
yola çıkarlar. Bir çobana rastlayıp, bu delikanlıyı sorarlar. Çoban
der ki; "Siz herhalde gece yarıları mağaradan çıkıp haykıran
delikanlıyı arıyorsunuz. O genç cehennemden kaçıyor." Hz. Ömer
merakla sorar: "Sen bu delikanlının cehennemden kaçtığını nereden
biliyorsun?" Çoban der ki: "Bağırmasından. 'Ya Rabbi! Senden
utanıyorum. Günahımdan utanıyorum' diye bağırıyor."