Yüce Rabb'imiz günah işleyip sonra da günahından pişmanlık duyan
hiçbir kuluna kapıyı örtmemiştir. Bunun iki istisnası vardır.
Birincisi şu kişinin durumudur: Hayatı boyunca tövbe etmemiştir.
Günahı aklına gelmemiştir. Böyle bir derdi de yoktur. Son anda
(koma, ölüm anında) ise dünya perdesi kapanıp ahiret perdesi
aralandığında ahiretteki halini görür. İşte o anda tövbe etmek
ister. Ama bu tövbe, hayattan ümidini kesmiş bir insanın tövbesi
sayıldığından reddedilir. Bu elbette ki daha önce hiç tövbesi,
imanı olmayan, Allah'ı bilmemiş kişi için geçerlidir. Yoksa
günahkâr bir mümin, zaten bu hale gelmeden önce mutlaka tövbe
etmiştir
İkincisi ise şu kişidir: Kıyamet kopmaktadır. Daha önce iman
etmemiş ve tövbe etmek aklına gelmemiş bir kişi bu dehşetli anı
görünce iman etmek ister. Bunun imanı da kendisine iade edilir,
reddedilir.
Gerçek bir mümin, küçük bir günah bile olsa işlediği bu günahı
başına düşecek bir kaya gibi görür. Utanır, sıkılır. Pişmanlık
duyar. Bunun altında ezilir. Münafık kişi ise işlediği büyük bir
günahı burnunun üzerine konan sivrisinek gibi uzak görür.
Önemsemez. Pişmanlık hissi duymaz. Böyle bir derdi yoktur
aslında.