Hiçbir şey gizli kalmayacak. Mahşer yerinin büyüklüğünü,
ihtişamını, dehşetini, zorluğunu ve oradaki insanların
çaresizliğini anlatmak çok zordur.
Mahşer günü, dünyamızın günleriyle kıyaslanamaz. Saatlerle ifade
edilemez. Nitelik ve niceliğini ancak yüce Allah bilir. Söylenecek
her söz, yapılacak her tanımlama yetersiz kalacaktır. Dehşeti tarif
etmekten uzak olacaktır.
Orada sorgu var. Sorgu esnasında diller kilitlenecek, organlar
konuşacak. Zalim zulmünden pişman olacak. Ama bu faydasız bir
pişmanlık olacak.
Orayı hasret kapsayacak. Dostlar birbirinden kaçacaklar. Allah için
kurulan dostluklar hariç, dostlukların, arkadaşlıkların hiçbir
faydası olmayacak o gün.
Orada terazi kurulacak. Sevap ve günahların tartılacağı terazi. Bu
dünyanın terazilerine benzemeyen bir terazi. "Teraziden maksat
adalet midir?" Belki tartışılır ama orada bir terazinin olacağı
kesindir. Orada sırat köprüsü kurulacak. Altından cehennem kaynayan
sırat.
Amel defterleri dağıtılacak o gün. Defterler, iyilik ve günahların
sicilini anlatır. Hafıza kaybına uğrayanlar o gün hatırladıklarında
mutlu olmayacaklar. Dönmek isteseler dönemeyecekler. Bağırsalar
duyulmayacak. Çaresizlik ve pişmanlık kasıp kavuracak.