Kutlu bir mevsimdeyiz. Bir fırsat dönemindeyiz. Rahmetin,
sevginin, merhametin kapıları sonuna kadar açık. Kutlu Müslüman'ını
bekliyor. Rabbi'yle iyi olan, kalbiyle iyi olan, çevresiyle iyi
olan, insanlıkla iyi olan, kahır değil avuç avuç rahmet sunan
Müslüman'ı. Başkasının günahından önce kendini sorgulayan, caddede
kıvranmış bir uyuşturucu kurbanını gördüğünde iliklerine kadar
titreyen Müslüman'ı.
Bugünlerde kalbimizi, vicdanımızı tarayalım. Tam bir hesaplaşmaya
girelim nefsimizle, kendimize acımadan.
Hayattan ne anlıyoruz? Nefes alıp verme ne demektir? Ölüm nedir,
ölüler nerede? Acaba dönebilseler neler konuşacaklar? Nelerden dem
vuracaklar? Gözlerimizin ta içine bakıp nelerden sakınmamız
gerektiğini söyleyecekler? Hangi erdemlerden bahsedecek, kimlerin
başlarının kırık olduğunu, orada milyonlarca pişmanlık
yaşadıklarını anlatacaklar?
Sadece bakışlarla belki; dillerle değil, kelime ve harfsiz
konuşacaklar. Belki insan olma misyonundan nasıl isyan misyonuna
yıkıldığımızı anlatacaklar.
Dilerseniz, bir an için kalbinizi elinize alın. Yüreğinizi
gözetleyin. Kirlendiğini, yıkanması gerektiğini hissediyor musunuz?
Nasıl temizleyeceksiniz? Neyle? Belki...