Ramazan ayının en belirgin özelliklerinden birisi de yardım ayı
olmasıdır. Fakirlere, borçlulara, muhtaçlara yardımın herhangi bir
zaman dilimiyle sınırlı olmayacağı çok iyi bilinir. Ama bazı zaman
ve mekânlar vardır ki, oralarda yapılan her iyilik kat kat
sevaplandırılır.
Bunun içindir ki Hz. Aişe (ra) "Peygamberimiz çok cömertti ama
ramazan ayındaki cömertliği kat kat artardı" demiştir.
İyilik ve bağış denilince akla sadece fıtır sadakası gelmemelidir.
Onlar zaten yapmakla yükümlü olduğumuz görevlerimiz. Önemli olan,
bunların ötesinde ne yapabildiğimiz.
Hangi iyilik, bağış ve güzellikte önder olabiliyoruz? Hangi hayırlı
adımda önde yürüyebiliyoruz?
Bütün bunları yaparken de görüntü, reklam ve gösterişten uzak
durabiliyor muyuz? Çünkü iyiliklerini reklam aracı yapanlar, küçük
menfaat peşinde koşan müflis tüccarlara benzerler. Neden "müflis,
iflas etmiş tüccar" dedim? Çünkü bunun karşılığında, ahirette ona
herhangi bir sevap dönmeyecektir.
Hz. Ali (ra) "Fakirlere sadaka dağıtırken sağ elin verdiğini sol el
görmemelidir!" sözünü işte bu gösteriş hastalığından kurtulabilmek
için söylemiştir. Yapılan yardımları göstermek ve ilan etmek,
sadece ve sadece...