Yüce Rabb'imiz bize yine rahmet edecek. Yine cennet kapılarını
açacak. Yine şeytanlara zincir vuracak. Yine merhametiyle muamele
edecek. Yine melekler inip aramıza dağılacak ve "Ya Rabbi şu tövbe
eden tövbekârlara rahmet nazarıyla bak" diyecek. Yine Rabb'imiz yer
semasına tecelli edecek. "Yok mu bağışlanma dileyen bağışlayayım"
diyecek "Yok mu rızık isteyen, rızık vereyim" diyecek. "Yok mu
rahmet dileyen, rahmet edeyim" diyecek.
Kardeşlerim, cennet kapıları açıldı. Ziyaretçilerini bekliyor. "Yok
mu burası için gayret eden, yok mu burasını özleyen, yok mu yanıma
gelecek olan" diye sesleniyor. Cennetin sonsuz ırmakları,
nihayetsiz güzellikleri, sınırsız nimetleri, bahçeleri, bostanları,
miskten daha güzel kokuları sizi bekliyor. Siz cenneti özlüyorsunuz
belki ama esasen cennet sizi özlüyor.
Tıpkı cennetin Hz. Ali'yi özlediği gibi. Cehennemden uzaklaşmaya
hazır değil misiniz? Mahşer önünüzde, yakın. Ölüm de yaşam da o
kadar yakın, o kadar acil, o kadar apansız. "Cennet her birinize
ayakkabısının bağları kadar yakın. Cehennem de öyle" demiyor muydu
Hz. Resul.
Gelin bu mevsim Rabb'inizle ahdinizi yenileyin. Sözünüzü
tekrarlayın. "Ahdu cezmu kast ettim" deyin; tam bir...