Hüner sadece yaşamak değildir. Hüner temiz, duru, emin, doğru
yaşamaktır. Nasıl inanırsanız öyle yaşarsınız. Nasıl yaşarsanız
öyle ölürsünüz. Nasıl ölürseniz öyle haşrolursunuz. Bu Peygamberi
ikazın nasıl gerçekleştiğine dair çok örnekle karşılaşıyoruz.
Büyüklerin, "Allah son anımızı iyi etsin" sözünün anlamını her gün
daha iyi anlıyoruz. Secdesiz, tövbesiz, imansız, hedefsiz,
nasipsiz, ibadetsiz ölenleri görünce üzülüyoruz elbette. "Keşke
onlar da ıskalamasaydı" diyoruz. Bugün bir nebze büyüklerden
birkaçının son nefesteki vuslatına dair hatırlatmada
bulunacağım.
MEVLÂNÂ VE VUSLAT ÖNCESİ
Tarih 17.12.1273. Mevlânâ hastadır. Dostlar ziyaretine geliyorlar.
Konya'da sarsıcı ve büyük depremler oluyor. Dostları vuslatın
kapısındaki üstada koşuyorlar: "Dua etseniz ey hak dostu. Evlerimiz
yıkılıyor. Allah bu depremleri durdursa."
Şöyle diyor yaşlı gözlerle Mevlânâ: "Toprak acıktı. Yağlı lokma
istiyor. Yakında o arzuladığı lokmaya kavuşacak. Ve belalar,
depremler kalkacak."