Kuran'ı dinlemek, okumak ve yaşamak lazım. Kuran, anlaşılmak
için indi. Kuran Rabbimizi tanıtıyor.
Peygamberimizi de. Kuran'la ilişkinizi,
ahdinizi, misakınızı yenileyin.
Çaresiz kaldığınızda, daraldığınızda, sarsıldığınızda O'na yönelin.
İmanınızı onunla güçlendirin.
Zamanınızı ona ayırın.
Kuran'la namazı birleştirin. Kuran'da namazı arayın, namazda
Kuran'ı. Hz.
Peygamber (s.a.v.)'e bir zorluk bir sıkıntı yanaşınca Hz. Bilal'e
seslenirdi. 'Erihna Ya Bilal!'
Rahatlat bizi Bilal. Yani ezanla topla bizi.
Namaza çağır. Bizi rahatlat ya Bilal.
Hz. Bilal'in sesiyle camiye doluşurlardı.
Gündüzün en dolu-düzgün saatinde namazla ruhu arındırırdı.
Aslında gecenin en derin saatinde (el-Müzemmil 1-4) Allah O'nu
namaza uyandırırdı. "Ey elbisesine
bürünen! Gecenin birazı hariç olmak üzere
tümü için kalk gecenin yarısı miktarınca yahut
ondan birazını eksilt. Yahutta üzerine ekle.
Kuran'ı da açık açık, tane tane oku" buyururdu.
Tercihini sen yap ey Habibim. Bazı geceler şu kadar, bazı geceler
belki daha çok. Belki daha az.
İhtiyacına göre.
Kuran'la habibini, Kuran'la Hz. Resul'ü birleştir.
Böyle an. Sahabe toplanmış. Efendimizin tanıttığı gibi
Peygamberleri anıyorlar. Dediler ki Hz. Adem Allah'ın halifesidir.
Hz. Musa Allah'ın konuştuğudur.
(Kelimidir) Hz. İbrahim Allah'ın dostudur. (Halil) Hz.
İsa Allah'ın kelimesidir. Bunları duvarın ötesinden duydu. Dışarı
çıktı. Şöyle buyurdu: Ben de Allah'ın
sevgilisiyim (Habibiyim) bu sözüyle Ali İmran 31
ve 32. ayetlerini hatırlatıyordu. Allah kitabında şöyle buyurmuştu:
Onlara de ki (Ey Muhammed) siz Allah'ı
seviyorsanız bana uyun. Bana uyun ki, Allah da
sizi sevsin. (Ali İmran, 31) Sadece itaate ve sevgiye
davetle burada yetinmiyor.
Allah'ın kitabı şöyle devam ediyor: 'De ki (Ey Muhammed onlara)
Allah'a ve Resulüne itaat edin.
Eğer yüz çevirirlerse şüphesiz Allah kafirleri sevmez.' (Ali İmran
32) Ayet: Hz. Peygamber'e itaat etmeyeni Kafir ilan ediyor. Hüküm
ağır, ama beklenen.
Allah'ın kelamına ve sevgilisinin davetine kayıtsız kalanlar şöyle
dediler: Kalplerimiz senin de dediğine
perdelidir. (Bakara, 88) Kalplerimiz
kılıflanmıştır. (Nisa, 155) Kuran cevap verdi bu
inkarcılara;
Kalplerinde hastalık vardır.
(Bakara,10) Kuran'ı ve Peygamberi dinlemeyenlere cevap:
Siz hastasınız.
İşte bu hastalığı kaldırmak için Kuran'la
Hz. Resul'ü beraber oku. Okuduğun
her ayette Hz. Resulullah'ı bulamıyorsan, okuduğun kitap değil,
uyduğun nefsindir. Unutma ki, okuduğun her ayetler O'nun hayatına
göre şekillenmiş veya o, ayetlere göre Cibril'le
yönlendirilmiş.
Aynı kapıya çıkıyor yol.
İlk kutlu nesil sahabe Bilal'in her sözünü duyduklarında camiye bu
imanlarını tecdid için koşarlardı. Biz ezana veya Kuran'a
çağırıldığımızda acaba bu teslimiyet ve sadakatle davete icabet
ediyor muyuz?
Her dua kabul olur mu?
Her dua karşılık görür. Bazen birebir kabul olur. Bazen ise, bizim
bilemediğimiz bir hikmetten ötürü kabulü ertelenir.
Dualar şöyle karşılık görür:
- Ya hemen dünyada karşılık görür.
- Yahut ahirette kabul edilir, yani duayla meşgul olduğunuz için
ahirette bu sevap olarak size döner.
- Veya duanızın Yüce Allah nazarındaki kabulüne göre günahınızın
silinmesine vesile olur.
- Veyahutta sevap olarak hanenize yazılır.
- Veya Allah bu dua sayesinde belaları uzaklaştırır.
Efendimiz (s.a.v.) "Duam kabul edilmedi diye acelecilik yapmayın"
buyurdu. Sahabe "Acelecilik nasıl yapılır?" diye sorunca;
"Duam kabul edilmedi diye yakınmak aceleciliktir" buyurdu.
Güneşin doğmasından 45 dakika sonra öğle öncesine kadar olan sürede
en azı 2 rekat olmak üzere 12 veya daha fazla rekata kadar kılınan
nafile bir namazdır.
Buna 'duha' namazı da denir. Öğle vakti girmeden 25 dakika önce bu
namazı kılmış olmak lazımdır. Efendimiz bu namazın ahirette,
cennette karşılığının olacağını belirtmiştir.
(Tirmizi, Vitr, 15)
Türbe (yani mezar) ziyareti dinen caizdir.
Efendimiz (s.a.v.) mezar ziyaretini emretmiştir.
İbret almak ve onlara dua etmek için mezar ziyaretini yaparız.
Ancak türbe veya mezar dahil hiçbir yerden dilekte bulunmayız.
Dilekleri Allah'tan dileriz. Zira sadece O'na ibadet ederiz.
O'ndan yardım dileriz. Bu nedenle türbede kurban kesmek de hoş
karşılanmamıştır. Ancak; iyi ve salih olduğuna inandığımız bir
kişinin mezarını ziyaret ettiğimizde: Allah'ım bu zatın da
bereketinden bizi nasipdar eyle diyebiliriz.
Ahlakı özetleyen bir hadis
Kim bir Müslümanın dünyadaki bir sıkıntısını giderirse, Allah da
onun ahiret sıkıntılarından bir sıkıntısını giderir. Kim bir
daralmışın darlığını giderirse Yüce Allah da onun dünya ve ahiret
darlığını giderir.
Kim bir Müslümanın ayıbını örterse, Allah da onu dünya ve ahirette
örter.
Allah kulun yardımcısıdır, kul din kardeşinin yardımcısı oldukça.
Kim ilim niyetiyle bir yola çıkarsa Allah ona cennete giden yolu
kolaylaştırır.
Bir topluluk Allah'ın evlerinden bir evde toplanır, Allah'ın
kitabını okur ve aralarında onu ders olarak paylaşırlarsa mutlaka
üzerlerine sekinet -vakar, huşu, huzur- iner ve melekler onları
kuşatırlar. Allah onları kendi yanındakilere anlatır.