Hz. Peygamber Efendimiz, bütün yeryüzüne gönderilmişti. Onun
daveti bir ırka, millete, kavme veya yöreye değil, bütün
insanlığadır. Onun için Kuran-ı Kerim'de "Ey Araplar!" tarzında bir
çağrı cümlesi bulamazsınız. Kuran'daki bütün hitaplar, "Ey
insanlar, ey iman edenler" şeklinde geneli kuşatır.
Kuran-ı Kerim, Hz. Peygamber'in misyonunu, "Seni bütün
insanlığa müjdeci ve uyarıcı olarak
gönderdik" (Bakara 19, Sebe 28, Fatır 24, İsra 105, Furkan
56, Ahzab 45, Fetih 8) cümlesiyle duyurmuştu. Hz. Peygamber
insanlığın tümüne geldi. Hitabı da, daveti de umumidir. Halbuki
kendisinden önce gelen peygamberler belli bir ırka, bölgeye veya
kavme indirilmişti.
İşte bu Peygamber (SAV), bütün çabasını insanlığın hidayetine
yönlendirdi. Önce imanı öğretti. Allah'a imana ve itaate çağırdı.
Sonra yüce Rabb'e ibadet etmeye, kötülüklerden vazgeçmeye, ahlaki
zafiyetleri ıslah etmeye, erdemli tavırlarda bulunmaya davet etti.
Bazen konuşarak, bazen konuşturarak, bazen bakarak, sadece lisan-ı
haliyle (duruşuyla), bazen de ikna etmenin en güzel yöntemlerini
kullanarak bunu sağlamaya çalıştı.
Bu anlamda Efendimizin gördüğü ve aktardığı bazı rüyalar da...