Türkiye-İran ilişkilerinde 1979 İslam devriminden
sonra iniş çıkışlar yaşandı. Yine de siyasi, diplomatik ve ekonomik
konularda süreklilik hâkimdi. En zayıf halkayı ise iki ülke
askerlerinin düşük düzeyli ilişkileri oluşturdu. Askeri ilişkilerin
zayıflığı iki ülke güvenlik mimarisinin, önceliklerinin ve
ideolojik tercihlerinin farklılığından kaynaklandı.
Türkiye’nin bir NATO üyesi olarak Batı savunma sistemi
içinde yer alması, TSK’nın İran rejimine kuşku ile
bakması, ABD-İran ilişkilerinin yarattığı olumsuz havanın yanı
sıra İran-PKK ilişkileri iki ülke askeri ilişkilerinin sınırlı
kalmasına neden oldu. Yalnızlık içinde olan ve meşruiyet
arayışındaki İran, bu süreçte bile iki ülke arasında askeri
ilişkileri genişletme ve derinleştirme çabalarını sürdürdü. Zaman
zaman askeri teçhizat talep ettiği gibi, askerler arası üst düzey
ziyaret ve ilişki kurmanın yollarını aradı. Her ne kadar sınır
güvenliği görüşmelerine iki ülke askerleri sık sık bir araya gelse
de bu güne kadar ilişkiler sembolik olmakta, alt düzeyde personel
değişiminden öteye geçemedi.