15 Tem-muz’un tarihini yazanlar “görünmez bir gücün/elin” 2014
ve 2015 yıllarında general terfi ve atamalarına müdahil olduğunu
kayda geçecektir. Öyle ki, darbeye giden yolda ihtiyaç duyulacak
üniformalı “şakirtlerin”, tıpkı satranç tahtasındaki taşlar gibi,
ordu sisteminin en kilit noktalarına yerleştirildiklerini
göreceklerdir.
Küçük yaşta devşirilen “altın neslin ilk talebeleri”, tesadüf ya da
kader, general olabilecek kıdeme ulaşmaları ağırlıklı olarak bu
yıllara denk geldi. Bu durum aynı zamanda Gülen ve etrafındakileri
cesaretlendirdi.
Mevcut veriler, darbenin ete kemiğe büründürülmesi kararının 1
Kasım genel seçimlerinden sonra verildiğini gösteriyor. Gülen ve
kardinallerinin “darbe” kararı vermesinin ardından planlamanın
başladığı da açığa çıkmış durumda.
Mukayeseli darbe tarihi çalışanların, 15 Temmuz darbe girişiminin
diğer darbelerden ayırabilmesi, örgüt tarihi, organizasyonu,
kültürü, ideolojisi, FETÖ’nün askeri “şakirt/talebe” yetiştirme
düzeni ve bunun ürünü olan kişiliklerin analiz edilmesi ile mümkün
olacaktır.
Üniformalı “şakirtlerin” ruh halini, Prof.Dr. Hakan Yavuz şöyle
tarif ediyor. “Cemaatin belirlediği normları, davranış ve düşünce
kalıplarını içselleştirmiş, bireyi “cemaat” fikri içinde eritmiş,
kolektif olanın sağladığı güvenliğe her daim ihtiyaç duyan, ben ve
egonun yok edildiği yaralı kişilik”.
Bu kişilik, soru sormayı, eleştirmeyi günah, şeytanla iş tutma,
örgüte mutlak itaati ise “inancın temeli” görüyor. Öyle ki, düşünce
biçimi davranışları değil, davranış kodları düşünceyi
şekillendirmekte. Bunu bile sadakat ve iman için yeterli görmeyen
örgüt, edilgen kişiliği tahkim edecek diğer mekanizmaları da
devreye sokuyor. Sürekli denetim, suç ortaklığı, cezalandırma ve
ödüllendirme.
Trajik olan, darbede rol alan generallerin büyük bir kısmının
stratejik düşünceyi şekillendiren, hedef, kuvvet, zaman ilişkisini
yok sayabilmeleri. Planlamanın hatalı, kuvvetin yetersiz,
zamanlamanın saçma olduğunu daha başta görmelerine rağmen yola
devam etmeleri. Felaketin geldiğini görmelerine rağmen vazgeçmek,
nedamet göstermek yerine gaipten bir kurtarıcı beklemeleri.