Türk vatandaşlarının yurtiçi ve yurtdışında bulunan kayıt dışı
varlıklarının tekrar Türk ekonomisine dönmesini sağlamak amacıyla;
son on yılda 4. kez Varlık Barışı düzenlemesi yapıldığını artık
duymayan kalmadı.
En son mayıs ayında yapılan düzenlemeden önceki düzenleme, fiyasko
ile sonuçlandığı için, böyle bir dönemde tekrar Varlık Barışı
düzenlemesi yapanların bir bildiği vardır diye düşünmüştüm. Galiba
bir bildikleri var. Anladığım kadarı ile Türk vatandaşlarının
yurtiçinde ve yurtdışında nerede, ne kadar varlığı var, devletçe
biliniyor. Bunu nereden biliyorum? Bundan bir buçuk yıl önce,
hükümetin en tepesi ile ekonominin lokomotifi 5 Holding’in patronu
bir yemekte buluştu. Yemeğin sonuna doğru, tatlı ve kahve bölümüne
geçilmeden önce bir liste çıkartılarak; yemeğe katılanları hangi
ülkelerde, hangi off-shore’larda ne kadar para ve varlıkları var
önlerine konuldu ve bu varlıkların ülkeye getirilmesi istenildi.
Sonra ne oldu? Bu iş adamları, varlıklarını ülkemize geri getirmek
yerine, Türkiye’de mevcut olanları da hızlı bir şekilde yurtdışına
çıkardılar. PARAYI BAŞKASININ GÖNDERMESİ BİLE SORUN
DEĞİL… En son Varlık Barışı düzenlemesine yer verilen 7143
sayılı Kanun ile ilgili, 4 Seri No’lu Tebliğ yayımlandı.
Buna göre; yurtdışında bulunan varlıkların Türkiye’deki banka ya da
aracı kurumlarda açılacak hesaba transferi işlemlerinde; bildirimde
bulunan hesap sahibi ile yurtdışından varlığı transfer edenin
farklı kişiler olmasının, söz konusu hükümden
faydalanılması açısından herhangi bir önemi yok.
Bilindiği üzere, şirketlerin kanuni temsilcileri, ortakları ya da
şirket veya şirketin ortakları adına Varlık Barışı kapsamına giren
varlıkları 18.05.2018 tarihinden önce yetkili kuruluşlarca
düzenlenen bir vekalet veya temsil sözleşmesine istinaden
değerlendirmeye yetkili olanların, bu tarih itibarıyla sahip
oldukları ve yurtdışında bulunan varlıklarının, şirket adına
bildirim veya beyana konu edilmesi mümkündür.