Şimdi hep beraber 14 Ocak 2014 tarihine dönelim. Yer İmralı Adası. Terör örgütü PKK’nın elebaşı Abdullah Öcalan, kendisini ziyaret eden HDP milletvekilleri Sırrı Süreyya Önder, İdris Balüken ve Pervin Buldan ile şu sohbeti yapıyor:
Abdullah Öcalan: “Kutluyorum. Selamlarımı iletin. Akçakale’nin karşısındaki çatışmayı da anlamak istiyorum. Niçin orada YPG’nin dışında gelişiyor? Gözükmüyorlar mı, yoklar mı, anlamak istiyorum. Bir de Leyla meselesi var. Sanırım Hakan Bey sizinle paylaşmış. Ayrı ayrı düşüncelerinizi bilmek istiyorum. Danışmanlarını tanıyor musunuz?”
Sırrı Süreyya Önder, İdris Balüken, Pervin Buldan:
“Tanımıyoruz.”Öcalan: (Gülerek) “Amerika ve İsrail devreye mi
girecek? Evet, sizler ne düşünüyorsunuz?”
S. Önder: “Bence kendisiyle fazlaca meşgul. Ortak çalışma
bilinci yok. Her an kontrolsüz bir tavır geliştirip süreci zora
sokabilir.”
Buldan: “Bence bir şans daha vermek gerekir. Arkadaşlar
çağırıp konuşursa belki düzelebilir.”
Öcalan: “Leyla’ya deyin ki, Öcalan’la görüşme işi ciddidir.
Barzani bile yan üründür. Bizim görüşmelerimiz olmasaydı bugünkü
pozisyonlarında olmazlardı. Örgüt işleyişine bağlı kalacak. Bunu
kendisiyle konuşun. Bütün hünerlerini Sırrı Bey gibi, Pervin Hanım
gibi ortaya koyacak. Biz siyasi bir hareketiz. Siyasetle oynarsa
canıyla öder. Oyun değildir bu.”