VAR sistemi çıktı. Yuttur gitsin kalktı. Top mu ele değdi, el mi
topa vurdu? Penaltı mıydı? Ayak mı kafaya gitti, kafa mı ayağa
uzatıldı?
Hakem bazen yanılıyor.
Yanlış düdük çalıyor.
VAR (Video Hakem Uygulaması) ise yanlışı da doğruyu da milimi
milimine, saniyesi saniyesine tekrar tekrar göstererek
yakalıyor.
VAR’ı aldatamazsın.
Diyorum ki, bu VAR sistemi Cumhurbaşkanı’nın, milletvekillerinin,
iktidar partisi sözcülerinin, bugünlerde belediye başkanı adayı
olan ve olacak olanların söylediklerine uygulansa
da “millet nasıl yuttur gitsin”e kurban
edildiğini görse.
Sözgelimi:
Kim kaymağı yedi?
Kim kaymağı yedirdi?
Kim bu kaymak tabaka?
Cumhurbaşkanı, İstanbul Beşiktaş, Kadıköy, Şişli ve Ankara Çankaya
ilçelerinde oturanların “kaymak yiyici, dünya yansa
umurlarında olmaz, kaymak tabaka insanı
olduklarını” ilan etmişti.
Şimdi bu doğru mu?
★★★
Dursun Çaltı, Şişli’de oturuyor. Doğma büyüme
oralı. Halktan biri. Şişli ve olaylarla iç içe VAR olmuş
yaşıyor.
Geçmiş karelere döndü.
“Şişli’nin VAR ekranında” kimin kime kaymak
sunduğunu ve kaymağı kimlerin yediğini gösterdi.
Buyurun izleyin:
Yıl 1996’ydı.
Şişli Beledi Başkanı ANAP’lı Gülay Atığ’dı. Belediyenin
Kasımpaşa’ya inen Piyalepaşa Bulvarı’nda 3.5 dönüm kupon değerinde
bir arsası vardı. Arsa, encümen kararı ile belediye şirketi
ŞİPA’ya 11 milyar TL’ye satılmıştı. ŞİPA da bu değerli arsayı
sadece 7 gün sonra Mustafa Duran adlı işadamına sattı. Satış fiyatı
tapuda 13 milyar TL (o zaman sıfırlar atılmamıştı) gösterildi.
Mustafa Duran, Tayyip Erdoğan’ın o yıllar en yakın arkadaşıydı.
1996 seçim kampanyası sırasında binsin diye Erdoğan’a Mercedes’ini
vermişti.
Bu durumda!
Şişli’de kaymağı kim yemiş oluyor, kaymak yiyicinin Mercedes’ine
kim binmiş oluyor?