Yine seçim öncesi bir gündü. Yıl 2015’di. Bu günleri hazırlayan
günlerden biri işte o gündü. Ekonomiden sorumlu Bakan Ali
Babacan ile o dönem Merkez Bankası Başkanı Erdem
Başçı’yı saat 16.45’de Saray’a ayağına çağırdı ama görüşme
saat 18.00’de gerçekleşti.
Beklediler.
Cumhurbaşkanı gelmedi.
Ali Babacan ile Erdem Başçı’ya; “ne söyleyecekseniz
danışmanım Yiğit Bulut’a anlatın” haberi geldi.
Ali Babacan isyan etti.
Saray’ı terk etmek istedi.
Bu kez; “çıkmasına izin vermeyin” emri geldi ve
tam 2 saat 15 dakika beklettikten sonra toplantı yapıldı ve
“tatlıya bağladık” açıklaması yapıldı.
Her adımı planlı.
Bilinçli, hesaplıydı.
“Tek Adam Yönetimi” hazırlandı adını şimdi
“Cumhurbaşkanlığı Başkanlık Sistemi” koymuşlar, oy
istiyorlar. Seçimlere 38 gün kala yine bu kez yeni Merkez Bankası
Başkanı’nı parti binasına ayağına çağırdı.
* * *
Yine seçim öncesi bir gündü.
Cumhurbaşkanı söylemiş, Başbakan da onun söylediklerini; virgülünü,
noktasını şaşırmadan seçim bildirgesi diye yazmıştı. Öyle de
kalabilirdi. Ona oy verecekler de seçim bildirgesini Binali
Başbakan yazmış diye düşünürdü.
Açık etti.
Bütün Türkiye duysun.
Benim istediğim yapılıyor.
Ben ne diyorsam o oluyor.
Neyi istersem onu yazdırırım.
Kimi istersem onu bitiririm.
Kimi istersem onu yaşatırım.
Bütün Türkiye bilsin: Seçim sonrası için “Tek Adamlı
Yönetim” istiyorum.