Cenah, asılı kuş kanadı demek. Kol, pazı, ordunun merkeze göre
iki yanından her biri anlamında da kullanılıyor.
İktidar safı.
İslami kesim.
Muhafazakar camia.
Bunlara da “Cenah” demek uygun düşer.
Tanırsınız, bilinen, şöhreti olan bir yazardır. Ahlak üzerine
konuşmalar yapar. “Ümmetin Sorunları ve Çözüm
Yolları” konulu konferanslara katılır. Türkiye’nin
İslam Dünyası’ndaki yeri üzerine söyleşilere çıkar. Ramazan ayı
etkinliklerinde iktidarın büyükşehir belediyelerinin düzenlediği
toplantılara AKP milletvekilleri, bakanlar ile birlikte konuşmacı
olur. Bilgi derinliği olan biridir, “Allah’a
bağlılık” üzerine görüşlerini açıklar. Güncel her
konuda söyleyecek sözü vardır. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın gündem
yaratan herhangi bir tavrı konusunda onun safında durmaya çalışarak
görüşlerini söyler. “Barış Süreci” sırasında da Akil Adamlar Heyeti
içinde yer aldı. Milli Gazete’de günlük gazete yazısı yazmaya
başladı. İktidar safını tutan hemen hemen bütün gazetelerde
yazarlık, bütün TV kanallarında yorumculuk yaptı. Şimdi Karar
Gazetesi’nde yazmaya başladı. “İktidar cenahının nabzı
nasıl atıyor” diye bilmek istediğim zaman ben de
yazılarını okurum.
★★★
Ahmet Taşgetiren Cuma
günü “Bizim cenahtan sakınılmış
eleştiriler” başlıklı bir yazı yazdı. Yazısında
iktidarı tutan, ona geçmiş seçimlerde oylarını veren önemli bir
kesimin ayaküstü konuşmalarında, ev sohbetlerinde
“tedirginlikler” sergilemeye, söylemeye,
dillendirmeye başladığını yazdı.
Tedirginlikleri şöyle sıraladı:
“- Yolsuzluklar.
– Kısa yoldan
zenginleşmeler.
– Katakulliler.
– Adli alanda farklı kumpaslar.
–
Kibir dili.
– Aile alanında
savurulmalar.
– Ekonomideki
çarpıklıklar.
– Keyfi yönetim
tarzı.
– Kamplaşma…”
Ve yazısına
şu tespiti ilave etti: “Bizim
Cenah farkları değerlendirmeye ‘belediye
köşklerine’ girilebiliyor olmasından başlayıp, devlet
imkanlarından yararlanabiliyor olmasına kadar devam etmesi ‘insan
ve fayda’ ekseninde görmezden gelinmeyecek bir durum…. Şu an bizim
cenah bir iç sancı yaşıyor…”