Çok net hatırlıyorum; iktidar yenilenmişti. Ona oy verenler yeni
bir ufka, umuda yelken açmıştı. TV ekranlarında yeni bir reklam
dönmekteydi.
Sesliydi.
Canlıydı.
Oyuncular sinema, tiyatro eğitimi almış insanlar değildi. Fakat çok
ünlüydüler. O yıl, Türkiye’de 14 milyon hanede TV vardı ve
televizyon izleyen 14 milyon ailenin evine bu ünlü insanların rol
aldığı reklam filmi; “Tıkır… Tıkır… Tıkır…”
diyerek giriyordu. Türk işçisinin, mühendisinin, pazarlamacısı ile
bankacısının alın teri, güz nuru, yerli bilgi ve becerisi ile
ürettiği makineleri dünyanın 200 ülkesine sattıklarını
duyuruyorlardı. İtalyan, Alman, İngiliz, Japon ile Amerikalı kadar
kaliteli yapıyor ve onlardan daha ucuza mal ediyoruz diyorlar ve
“dışarıdan almayın, kendi ülkemizin ürettiği makineyi
kullanın” diye ekliyorlardı.
Övün.
Çalış.
Güven.
Reklamdaki ünlü işadamları (rahmetli Mustafa Koç, Güler Sabancı,
Bülent Eczacıbaşı, Cem Boyner, Abdulkadir Konukoğlu ve diğerleri)
demek istiyorlardı ki; “yurtsever olduğunu”
söylüyorsun lafta kalmasın, “ülkesever olduğunu” bağırıyorsun
havada köpük olmasın; “göster yurtseverliğini”
kendi ülkenin ürettiği makineleri kullan. * * * Bu reklam 7 yıl
önceydi.
Başbakan ise Erdoğan’dı.
Amerika’dan sipariş verdi.
Gemilere yüklendi.
Getirildiler.
Başbakan’ın bindiği zırhlı makam S Class Mercedes’ini korumak için
ABD’den 1 değil, 2 değil, 3 değil, 5 değil, tam on tane zırhlı GMC
Yukon cip (jeep) satın alınmıştı.
Her biri 130 bin dolar.
10 tane alınacak diye Amerikan firması GMC’nin ciplerde indirim
yaptığı ve tekini 100 bin dolara tamamını 1 milyon dolara sattığı
haberleri yayınlandı. 370 motor gücüne sahip, silindir hacmi 6 bin
200 cm3, sportif maksatlara uygun 4 çeker, arazi vitesli, yol
dışında da giden, süper zengin insanların avlanmak, dağa tırmanmak,
şehir içinde hava atmak için satın aldıkları Yukon...