Bugün okuduğunuz bu yazı yazılıp gazete baskıya girdiği
saatlerde “davanın(!) tırnağını oynatınca adamı yok eden güçlü
lideri (Erdoğan) ile davanın yeni tırnak çıkaran lideri (Davutoğlu)
bir araya gelip” iki liderli tek ipi paylaşma görüşmesi
yaptılar.
İki lider bir ipte!
Gitmiyor.
Gidemiyor.
Davutoğlu, yavru kedi değil.
Bıyıkları uzadı.
Tırnakları güçlendi.
Ha deyince kapıya konulamaz. Gerçi “Her makamı elimle iterim,
hiçbir dava arkadaşımın kalbini kırmam çeker giderim” diyor ama
tırnaklarını çıkarıp gür sesle sesleniyor:
“Allah müstakimden ayırmasın.”
Müstakim ya da Sırat-ı Müstakim; “Dosdoğru” demektir. Davutoğlu,
partisinde Erdoğan’ın arkasına saklanıp “Türkiye’nin kaymağını
yemeye koyulmuşlara” sesleniyor:
Ben davanın müstakimi oldum.
Allah müstakimi utandırmaz.
Yani ben de varım.
Dosdoğru Davutoğlu!
Zenci Erdoğan’a karşı!
* * *
Gerçekten de AKP’nin 14 yıllık iktidarında; “dolar dolu ayakkabı
kutularından ve döviz dolu bakan oğlu kasalarından” ortaya dökülen
kirlenme belirtileri gizlenemez, saklanamaz noktaya geldi. Ahmet
Davutoğlu, temiz kaldı. Hiçbir yolsuzluk, yeme, yedirme, oğluna,
kızına gemi şirketi kurdurma, Suudi Arabistan Kralı’nın 100 milyon
dolar bağış gönderdiği vakıf peydahlatma haberlerine konu olmadı.
Ahmet Davutoğlu, CHP’nin Ecevit’i gibi oldu. Tarih sayfalarına
bakın okuyacaksınız: Adı hiçbir yolsuzluğa, kirliliğe, yemeye,
yedirmeye karışmamış İsmet İnönü’nün CHP’deki gücünün geriletilemez
olduğu düşünülüyordu.
Ecevit, İnönü’yü devirdi.
İnönü, kendi kurduğu partisi CHP’den istifa etti.
Demek istiyorum ki:
Siyasi tarihimizde güçlü lider sayısı çoktur. Say say bitmez. Her
güçlü liderin karşısına da kendi partisinden siyasi rakip hep
çıkmıştır. Örneğin Mustafa Kemal, arkasında Çanakkale ve Kurtuluş
Savaşı olan güçlü bir liderdi. Mustafa Kemal’in gücü karşısında
Tayyip Erdoğan’ın gücü çok cüce kalır. İsmet İnönü, Rauf Orbay,
Kazım Karabekir, Fevzi Çakmak gibi isimler Mustafa Kemal’e siyasi
rakip oldular.
Erbakan çok güçlüydü.
Tayyip Erdoğan çıktı.
Erbakan’ın gücünü sıfırladı.
Süleyman Demirel güçlüydü.
Turgut Özal’a fırsat verdi.
Özal, Demirel’in oylarını aldı.
Özal da çok güçlü liderdi.
Partiyi Mesut Yılmaz’a kaptırdı.