Yürüyen Kemal, adım adım, ağır ağır “adalet” diye diye
Bolu'ya kadar geldi, halk desteği 10'a katlandı. İlk gün
yürüyüşün çığlığa dönüşeceğini yazmıştım. Bir “adalet çığlığı” da
Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinden yükseldi.
Adaletsizlik!
Bolu'dan da döner.
Boğaziçi'nden de…
Üniversitede ders veren öğretim üyeleri, rektör olmak isteyen
adayları dinlerler. Programlarını okurlar. Geçmişine bakarlar.
Akademik ağırlığını ve sözlerinin samimiyetini tartarlar.
Sandık kurulur.
Gelip oylarını atarlar.
Özgürce!
Fikri hür.
İrfanı hür.
Vicdanı hür.
Boğaziçi Üniversitesi'nde “rektörlük seçimi” bütün üniversitelerde
olduğu gibi böyle yapıldı. 12 Temmuz (2016) günü 403 öğretim üyesi
oy kullandı, 348 oy Prof. Dr. Gülay Barbarosoğlu'na çıktı. 4 ay
atamasını bekledi. Cumhurbaşkanı, 29 Ekim günü çıkarılan ve
rektör seçimlerini kaldıran KHK'ya dayanarak, oyların yüzde 86'sını
alan Profesör Gülay'ı rektör olarak atamadı.
Profesör Gülay, seçimle geldi.
Saray'dan KHK ittirmesi yapıldı.
Profesör Gülay, darbeyle gitti.
Seçimle gelen.
Seçimle gider.
Adalet budur.
Adalete katlanmak kalın geldi. Boğaziçi'nde adalet hançerlendi.
* * *
Hançerlenmekle kalmadı, hançer sokulduğu adalet öldüresiye
kanırtıldı. Cumhurbaşkanı, seçimde yüzde 86 oy alan Profesör Gülay
Barbarasoğlu yerine aday olmadığı için “sıfır oy” almış sayılan
Prof. Dr. Mehmet Özkan'ı “kayyum rektör” olarak atadı. Bu profesör
de, “KHK ittirmesine” hiç itiraz etmedi. Tepeden Cumhurbaşkanı
paraşütüyle gelen rektörlüğü aldı kabul etti.
Hancı sarhoş!
Yolcu sarhoş!
Cumhurbaşkanın tepeden atadığı yeni rektör, iktidar partisi AKP
Eskişehir Milletvekili Emine Nur'un öz kardeşi çıktı.
Boğaziçi'nde adaletin boynu işte böyle vuruldu.