Dünyada her şeyin bir izahı, açıklaması vardır. Marifet o izahı
yapmaktır. Hızlı tempo içinde kaynayıp giden haberler var. Geçip
gidiyor, izahı yapılmıyor.
Önce nutuk atıldı.
Sonra çay paketi atıldı.
Çay paketi kapma kavgası çıktı, izahı yapılmadı. Aynı gün bir başka
kentte çocuğuna mama alamayan bir baba marketten “mama çalarken”
yakalandı. Onun da izahı yapılmadı.
Yoksulluk.
Yolsuzluk.
Haksızlık.
İşsizlik.
Bir bedel ödetecek.
Bir bedel var.
O bedel ödenecek.
★★★
1994’te kriz yaşadık.
İşsizlik yüzde 8.5 oldu.
2001’de kriz yaşadık.
İşsizlik yüzde 8.4 oldu.
2009’da kriz yaşadık.
İşsizlik yüzde 10.3 oldu.
Bugün de krizdeyiz.
İşsizlik yüzde 13.5 oldu.
Her ailede 2 işsiz yaşar oldu. Türkiye’nin bugün 20 milyon işsizi
var. İşsizi bol toplumda iktidar partisi liderini dinlemeye
gelenler, konuşma sonrası atılan “bedava çay paketini kapmak için
birbirinin boğazına” sarılırlar. İzahı bu olmalı.
Bedava laf!
Karın doyurmuyor.
Bedava çay!
Kapabilen bile mutsuz!
★★★
Oyları artsın ve yüzde 60’ı ve hatta yüzde 70’i geçsin diye her
gittiği meydan kürsüsünden vatandaşına “bedava çay paketi atan
liderin partisinin oyları, seçim sandığında yüzde 40-42’lerde”
kalabilir. Bu kriz koşullarında yüzde 30-35 bandına bile inebilir.
İttifak ettiği partinin oy gücünü de onun yanına koysan bile
toplamı İstanbul ile Ankara’yı, Bursa ile Adana’yı, Mersin ile
Antalya’yı muhalefet ittifakına kaptırabilir.
Toplum bu!
Osmanlı tokadı çakabilir!
Bedeli ödetir.
2017’de:
Kişi başı milli gelir:
10 bin 600 dolardı.
2018’de:
9 bin 600 dolara geriledi.
2019’da:
8 bin 500 dolara inebilir.
Hatta 5 bin dolara kadar da gerileyebilir diye tahmin yazan ve
“tükenmişlik sendromuna girdik” diye tespit yapan ciddi
ekonomistler bile var. Çünkü fabrikalar üretmiyor. İthalat azaldığı
için cari açık kapanıyor. Hem yüksek ekonomik daralma, hem yüksek
enflasyon, hem yüksek bütçe açığı bir araya geldi.
★★★