Geçen hafta Çağlayan Adliyesi’nde bir yazımın içinde geçen 2
soru cümlesinden dolayı 45 dakika ifade verdim.
Savcıya da söyledim.
Kesinlik yoksa.
Olay henüz net değilse.
Gazete yazarı, şüphelerini dile getiren “soru
cümleleri” ile yazar ve okuruna dikkat pencereleri açmaya
çalışır. Şüphe etmek sağlıktır. Yeter ki sağlam dayanağımız
olsun.
Şimdi yine şüphe ediyorum.
Yine soruyorum.
Siz de sorun.
Bahçeli, 2. Fetullah olur mu?
* * *
Sağlam dayanağım var.
Çünkü Birinci Fetullah ile de böyle “milli, yerli, dini
değerler” söylemlerine binilerek birlikte yola
çıkılmıştı.
Davamız tektir.
Denilmişti.
AKP’ye oy veren insanlarımıza; ölüleri bile mezarlarından kaldırıp
seçim sandığına götürecek kadar insanüstü becerilerin
“Tayyip Erdoğan ile Fetullah Gülen beraberliğini”
pekiştirmek için kullanılması telkini bile yapılmıştı. Fetullah’ın
imamlarının, kadrolarının, ablalar ile abilerinin orduya,
polise, yargıya, okullara, MİT’e, bakanlıklara sızmaları için
“gizli ve açık, paket ve paket, parsel ve parsel
gelirler” transfer edilmişti.
Sonuç, korkunçtu.
Ordu, kendi halkına ateş etti.
Kendi Meclisini bombaladı.
15 Temmuz’da Türkiye’nin başına dünyada görülmemiş çok ağır bir
felaket geldi.