Hakim karşısındaydım. Yazımda hakaret yoktu. Eleştiri yükü
kuvvetli, okuyanı düşündürücü, toplum için dikkat çekici,
eleştirileni uyaran keskin kelimeler vardı. Beni dava eden davacım
özellikle yazının içinden bu uyarıcı kelimeleri cımbızlamış;
savcıya bildirmiş, savcı kovuşturmayı davaya dönüştürmüştü. Yazının
bütününe bakılmıyordu. Eleştiri dozu yüksek kelimeler öne
çıkartılıyordu.
Müşteki: Tayyip Erdoğan.
Sanık: Necati Doğru.
Madde: TCK 299.
1 yıldan 4 yıla kadar hapis.
Beraat bekliyordum.
Mahkeme başladı.
Kimlik tespiti yapıldı. Malım, mülküm, aylık maaşım, arabam, banka
hesabında param var mı, yok mu soruldu. Cevap verdim. Ben ayakta
savunma yapıyordum. Hakim tam karşımda, yüksekte makamındaydı.
Hemen bir basamak altında başı açık, gözlüklü genç bir hanım katip
vardı. Mübaşir de katip hanımın yanında duruyordu. Duruşmanın
dikkat çekici bir ayrıntısı; avukatım ile davacı Cumhurbaşkanı’nın
avukatının da aynı yaşlarda hanım olmalarıydı.
* * *