Not: Bu yazıyı pazar için yazmıştım, Kayseri saldırısı oldu. Pazartesi akşamı ise Rusya Büyükelçisi öldürüldü. Ama bugün yazıyı ertelemeyeceğim. Yapmak istediklerimizi yaptırmamak, yazmak istediklerimizi yazdırmamak istiyorlar. Buna direneceğiz.
Bir internet sitesinin 2012 yılının mart ayında kaleme aldığım bir
yazıyı yeniden gündeme getirmesi ve Ertuğrul Özkök’ün bana hitaben
buna dayanarak bir yazı yazması yapıcı bir tartışmanın önünü açtı.
Söz konusu yazıda, Ahmet Şık’ın tahliyesi sırasında söylediği
sözleri Ertuğrul Özkök’ün köşesine taşımasına değinmiş ve ‘Özkök,
Fethullah Gülen’i içeri attırmak istiyor’ demiştim. Tabii sadece
Fethullahçıları değil, AK Partilileri de Gülen örgütüne yardım ve
yataklıktan cezaevine yollamak hedefini de ifade etmiştim. Nedim
Şener ve Ahmet Şık’ın tutuklanmasına ise en başından beri karşıydım
ve tahliye kararına sevincimi de aynı yazıda bulabilirsiniz…
Türkiye’nin askeri vesayet rejimine AK Parti ve Gülen hareketi beraber başkaldırdılar ve birlikte bu rejimi devirdiler. Eğer askeri vesayet yeniden galip gelseydi elbette iki kesimi de toptan hapse atacaktı. Demokratik siyaset kurumunu ve toplumu boğan bir askeri vesayetin geçmişte var olduğunu bugün herkes kabul ediyor. Bu zalim vesayet rejiminin devrilmesine güçlü bir destek verdikleri için de bu ülkenin demokratları Gülencilere doğal olarak sempatiyle yaklaştılar.