Antalya’da iki kadın ‘Evet’ broşürü dağıtırken başka iki kadının saldırısına uğramış. Biri başörtülü, biri başı açık, Ak Parti Gençlik Kolları üyesi Yasemin Kenan ve Nurcan Şekercioğlu karşılaştıkları iki kişiye ellerindeki broşürü vermek istemişler. Olabilir, karşı taraf broşürü almak istemeyebilir. Ancak öyle olmamış. Kadınlardan biri uzatılan broşürü almış, yırtıp ona verenin yüzüne fırlatmış. Bununla da yetinmemiş, hakaretler etmeye başlamış. Bunun üzerine Yasemin Kenan tepki olarak ‘Rabia’ işareti yapıp ‘evet’ demiş. Onu gören saldırgan bu defa küfürleri daha da sertleştirip Kenan’ın üzerine yürümüş ve başörtüsünü çekmeye başlamış. Yasemin Hanım hadiseyi şöyle anlatıyor: “Ben başörtüm açılmasın diye aşağı eğildikçe kadın saçlarımı çekmeye başladı. Yanında bulunan kızı ‘ben açtım, iyi ki de açtım’ diye bağırıyordu...”
Bu haberi okuyunca kafamda bütün sahne kristal berraklığında
canlandı. Çünkü maalesef bu kafayı çok iyi tanıyorum. Bu kafa çok
patolojik bir kafa. Hayattaki temel motivasyonu ‘nefret etmek’. Ve
maalesef bu kafanın sahibi çoğunlukla hemcinslerim kadınlar. Bu
ülkede kutuplaşma zehrinin temeli de, siyasetin giderek
sertleşmesinin sebebi de bunlar... Geçtiğimiz haftalarda bir
‘arama’ toplantısına katılmıştım. Bu toplantıya Nişantaşı’nın ünlü
bir psikiyatristi de gelmişti. Bu psikiyatrist bir tip hastadan
bahsetmişti. Demişti ki: ‘Bana gelen bazı kadın hastaların sorunu
nefret. Başörtülülerden ve onlarla bağlantılı gördükleri herkesten
nefret ediyorlar ama iş o boyuta varmış ki başörtülü görünce
kendilerini tutamayıp üzerlerine tükürmek istiyorlar. Bana da bu
yüzden geliyorlar.’