Batı yıllardır PKK’ya gözlerini kapıyor. Kapamayı bırakın, onların temsilcilerini baş tacı ediyor, yayın organlarını koruyor. Türkiye’yi suçluyor. Dünyanın gözünün önünde yüzlerce can gitti ve gitmeye devam ediyor. Cumartesi akşamı o stadın önünde görev yapan 37 gencecik polisin ne suçu vardı? Peki ya siviller? Mesela 19 yaşındaki tıp öğrencisi? Ya da ancak dövmesinden tanınabilen o gencecik güzel kız? Tam saldırı anında oradan geçiyorlar diye paramparça oldular.
Bu saldırıdan sonra başkonsolosların saldırı noktasına çiçek
bırakması, birçok üst düzey isimden kınama ve destek mesajları
gelmesi elbette olumlu ve önemli ama bu biraz da dünyanın gözünü
kapayamayacağı bir terör saldırısına maruz kaldığımızdan, ‘politik
doğruculuk’ adına olmuyor mu?
Şayet Batı Türkiye’ye destek mesajlarında samimi ise bundan böyle
PKK ve YPG politikalarında köklü bir değişikliğe gitmek zorunda.
Yıllardır insan hakları diye diye yalnızca bu gençleri paramparça
edenlerin haklarını savundu Avrupa. Kurbanların yaşam hakkı yok mu?
Sizin insan hakkından anladığınız öldürme hakkı mı? Şimdi
‘Türkiye’nin yanındayım’ diyerek nihayet kurbanların yaşam hakkını
ve onları katledenlerin en ağır şekilde bu devlet tarafından
cezalandırılma hakkını hatırlayacak mısınız?
Türkiye kendini çok yalnız hissediyor. Avrupa’dan bu kez daha hızlı
ve güçlü tepkiler geldi, bu tepkiler ciddi bir politika
değişikliğiyle desteklenirse anlamlı olur. Batı’daki sağduyulu
seslere hitap ediyorum: Batılı eğitim almış, seküler bir hayat
tarzına sahip ve meslek hayatım boyunca Türkiye’nin AB’nin bir
parçası olması gerektiğini savunan bir gazeteci olarak ben ve benim
gibiler de Avrupa’ya kırgınlık hissediyor. Bize yönelik
ikiyüzlülüğü görün, hislerimizi anlayın. Kürt vatandaşlarımızın
hakları için sonuna kadar birlikte mücadele edelim ama artık PKK’yı
beslemeyin. Bu bir insanlık ve barış mücadelesi. Bu mücadelede
yanımızda olun...
Mustafa Şentop’tan önemli hatırlatma