Geçen sene mart ayında okullar tatil edilince sınavların yapılmayabileceği ihtimali aklıma hiç gelmemişti. Her ne kadar okullar tatil idi ise de tüm öğrencilerin ders kitapları ellerinde idi. Sene sonunda her gün küçük bir grup öğrenci yazılı yapılarak ikinci dönem için de bir not verilebilirdi.
Bu sene Millî Eğitim Bakanlığı geçen seneki şoku atlatmış gibiydi. Sınavların yüz yüze yapılacağı sene başından açıklandı. Bu durumu çok olumlu gördüm. Ama birinci dönem bitmesine rağmen bir sınav yapılamadı. Peki yapılabilir miydi? Yapılsa daha mı iyi olurdu? İki soruya da yanıtım evet.
İtiraf etmeliyiz ki bizim sınav odaklı bir eğitim sistemimiz var. Sınav yapmadığınız zaman öğrenciler yeterince ders çalışmıyor. Sınav merkezli eğitimden süreç merkezli eğitime geçiş de on yıllar alır. Bu anlamda en büyük kaybımız online derslerden değil sınavların yapılmamasındandır.
Birinci dönem hibrit sistem denendi, ama verimli olmadı. İkinci dönem için aynısını tekrar denememek gerek. Bu sene istisnalar dışında okulları kesinlikle açmamak gerekiyor. Bırakalım online sistem otursun. İnternet ve tablet eksikleri giderilip online eğitime devam edilmeli.
Hibrit sistem neden verimsiz oluyor? Çünkü sadece belli sınıfların okulda dersi oluyor. Mesela bir öğretmen evinden kalkıp okula gidiyor on ikinci sınıf öğrencilerine iki saat ders anlatıyor. Sınıfta öğrencilerin yarısı oluyor. Aynı dersi sınıfın kalanına başka bir gün tekrar anlatmak zorunda kalıyor.
Öğretmenin ders yükü iki katına çıkmış oluyor. Bir de mesela okulda on ikinci sınıflara iki saat ders anlatan öğretmenin hemen sonrasında on birinci sınıflara online dersi varsa eve yetişip bu dersi yapmak zorunda kalıyor. Çünkü her okulun internet altyapısı online dersler için yeterli değil.