Pazar öğleden sonraya kadar oynanan maçlar içinde haftanın en
güzel maçıydı. Muhtemel izleyeni az olmuştur.
Eğer sinemada tercihiniz aksiyon filmiyse, bu maç size hitap
etmezdi. Daha çok iyi kurgulanmış bir aile filmi
tadındaydı.
Sakin, vurdu kırdıdan uzak, ne olup bittiğini anladığınız,
izleyende iyi duygular yaratan bir maç. Aykut Kocaman ve Abdullah
Avcı karşılaşmasından da başka ne çıkabilirdi? Saf futbol izletmeyi
tercih ettiler.
Ancak ülkede bu futbolu vasat, bu futbolu beğenenleri de "vasatsever" olarak değerlendiren var. Pek çok alanda standardı olmayan ülkede oysa iki hocanın yaptığı standart koymaktır. Ülkedeki futbolun standardı bu olsa bunun üzerine eklenecek her şey başarıyı katlayacaktır.
Kötü adam olarak mimlenmiş, ancak dönemin futbolcularının "Hâlâ
onun gibisi yok" dediği Emre Belözoğlu; pozisyon üretemedikleri
Konya deplasmanında, bir duran toptan Yalçın Ayhan'a golü attırdı.
Maçın en sihirli anıydı.
Konyasporlu futbolcuların ilk yarı direklere nişanladığı iki şuta
"İnanılmaz" derdiniz!
Bir de Adebayor'un kaleciyle karşı karşıya kaldığında ayağından açtığı topa.
Aynı Adebayor ortalanan topa yükselip fotoğraf çeker gibi baktı, kadrajı ayarladı, havada asılı kalıp golünü attı. Temiz galibiyetlerini gülen yüzleri Cengiz Ünder'in golüyle taçlandırdılar.
Başakşehir kendisi gibi düzenli ve disiplinli oynayan Konyaspor'u kalite ile yendi.
Başakşehir "Şampiyon gibi oynamıyor" diyorsanız, bir daha dikkatli izleyin. Abdullah Avcı'nın takımı şampiyon olabilecek gibi oynuyor!
Adebayor'dan kalite katkısı alır, Emre Belözoğlu'nu sağlıklı şekilde sahada tutar, dört-beş maçlık galibiyet serisi yaparsa, bunu herkes söyleyecek!..