Kaz Dağları’nı enkaz dağlarına çevirmek için AKP iktidarından
her türlü açık-kapalı yetkiyi almış olan Alamos Gold şirketinin
“Kanadalı” kimliği öne çıkınca aklımıza bir anı geldi...
Yıllar önce çokuluslu şirketler (ÇUŞ) üzerine kaleme aldığımız bir
yazıdan sonra Libya’da çalışmış, Kaddafi dönemine
tanıklık etmiş bir mühendis aradı...
Kaddafi’nin Kral İdris’i devirmesinin ardından ABD
ile ciddi sorunlar yaşandı. Lockerbie faciası en ciddi gerilimdi.
Kaddafi, ABD şirketlerinin ve yurttaşlarının ülkeyi terk etmesini
istedi. Verilen süre çok kısıtlıydı. Amerikalılar Libya
petrollerini bırakamazdı. Kaddafi’nin çevresinden dini de iktidara
alet etmiş çıkarcı bir grupla temas kurdular. Kaddafi’nin derdi
Amerikalılarla idi. Örneğin Kanadalılarla sorunu yoktu. Temas sonuç
verdi! Ertesi gün şirket Kanada şirketi oldu. Tüm Amerikalılar
Kanada vatandaşlığına geçti. Düzen büyük ölçüde aynen devam
etti.
*** Ne zaman bir ÇUŞ, herhangi bir
ülkeye mal edilse aklıma ilk bu gerçek gelir.
Kaz Dağları’nda her gram altın için onlarca ağacı kesen şirketin
hangi ülkeden olduğu önemli değil. Asıl olan Türkiye’de
yaptıkları... Ancak “Kanadalı şirket” tanımı bize tepkiyi azaltma
yönünde bir durum gibi geldi. Bir an düşünelim; “Amerikalı şirket”
Kaz Dağları’nda ağaçkırım yapıyor olsaydı; bunu AKP tabanına bile
anlatamayacaklardı. Denecekti ki:
“Amerika’nın Suriye’de aleyhimize çalıştığını söylüyorsunuz... Bize
karşı terör örgütlerini koruduğunu söylüyorsunuz... Rusya’dan S-400
almamıza karşı çıkan Amerika’ya meydan okuduğunuzu söylüyorsunuz...
Sonra da Kaz Dağları’nı heriflere veriyorsunuz... Bu ne kafa tutma
bu ne çanak t...