Mimarlar Odası Ankara Şubesi Başkanı Tezcan Karakuş
Candan’ın, Atatürk Orman Çiftliği’ni (AOÇ) koruma mücadelesi ile
önemli bir aşamaya varıldı. Ankara 5. İdare Mahkemesi’nin
1/10000’lik AOÇ’yi koruma planını iptal etmesi, Atatürk’ün 21.
yüzyıla da örnek olacak bu büyük mirasına yönelik talanı durdurmada
önemli bir zemin oluşturacak. Zira bu projeye bağlı olarak yapılan
daha küçük ölçekli planlar da dayanağını yitirmiş oldu.
Bu karar kapsamında Kaçak Saray’ın da kimden kaçak olduğu, hiçbir
yasal zemine dayanmadığı bir kez daha onaylandı.
Bu aşamadan sonra beklenen tek şey Büyükşehir Belediyesi’nin ve
Cumhurbaşkanlığı’nın hukuka uyması!
Uyar mı?
Elbette böyle bir şey beklemiyoruz ama bu aşamadan sonra Tezcan
Karakuş Candan ve Mimarlar Odası mücadelesinde yalnız
bırakılmamalı.
Bugünkü kuşaklar, AOÇ’yi önümüzdeki kuşaklardan ödünç aldıklarını,
artık en azından daha fazla talan edilmemesini sağlamak zorunda
olduklarını unutmamalı.
* * * *
AOÇ 2006 yılında yapılan yasal değişiklikle her türlü talana açık
hale getirildi. Ancak burada altını çizmemiz gereken önemli bir
gerçek var; AKP iktidarı AOÇ’yi talan etmek için önemli
referanslara sahipti. Zira Atatürk’ün 1925’te kurup 1938’de tüm
Türkiye’ye miras bıraktığı AOÇ’ye, önceki bütün iktidarlar özünde
bir arsa gözüyle baktılar. Her iktidar döneminde adım adım
tırtıklandı. Üstelik bu yapılırken mevcut yatırımları koruma
sorumluluğu da göz ardı edildi.
Halen yüzde 42’si talan edilmiş olan AOÇ’nin, kalan bölümü bile
üzerinde pek çok şey yapmaya değer bir miras. Uluslararası bir
karşılaştırma yapmak gerekirse, AOÇ’nin kalan bölümü, bütün
dünyanın dikkatindeki Central Park’tan 10 kat daha büyük.
Atatürk’ü aşacağını iddia edenler önce ona ulaşmayı denemeli.
Atatürk’ün sadece başkentin yanıbaşında temellerini attığı bu
çiftlik bile bugünkü iktidarın ancak rant gözüyle dikkatinde
olabiliyor.
Bugün dünyada “kentsel tarım” diye yeni bir kavram var. Doğal olan
her şeyin yerini giderek plastikleşen ürünlerin aldığı günümüzde.
Hem kentlerin biraz daha yeşermesi hem de doğal üretimin gözle
görülebilir bir çekicilik kazanması için kent merkezlerine yakın
yerlerde büyük tarım alanları oluşturuluyor.
Atatürk’ün büyüklüğüne bakın ki bir yüzyıl sonra dünya, AOÇ benzeri
kent pencerelerine gereksinim duyuyor.