İstanbul’da toplumun kutsal saydığı değerler üzerinden
örgütlenen vakıfların, belediyelerden aldığı para 800 milyon lirayı
geçiyor. 31 Mart’tan önceki yönetimin buna getirdiği tek açıklama
şu oldu:
“Bu vakıflara nakdi olarak verilen bir şey yok!”
Bu durumda şu soru ortaya çıkıyor:
-Peki ne olarak veriliyor?
Zira işin bu yanı da ayrıca açıklanmaya muhtaç; İstanbul’un çok
değerli gayrimenkullerini kimler kullanıyor?
İddia düzeyini aşıp, kesin rakam verilerek yapılan
değerlendirmelere göre; İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde kayıtlı
6 bin lüks aracın izine rastlanamadı, 30 bin de bankamatik memuru
var. Buna karşılık sıfır masraflı, halk diliyle her gün para basan
İSPARK’ın cirosu 351 milyon, kârı 1 milyon!
Bir de atıl duran dev yatırımlar var; örneğin Formula-1 pisti
otopark olarak kullanılıyor!
Ankara’da da benzer tablo söz konusu. Yıllardır Ankara’daki
ağaçlandırmada ithalatın tercih edilmesi hep tartışılır, rakamlar
da tam olarak bildirilmez. Mansur Yavaş’ın koltuğa
oturmasıyla birlikte, rakamlar da gün ışığına çıkıyor. Örneğin en
çok 2 liraya alınacak bir çalı bitkisinin faturası 13 lira!