Yerel seçimlerin üzerinden iki hafta geçti. Hâlâ dünya şehri
İstanbul’da seçim sonuçları açıklanmıyor. Haftaya Yüksek Seçim
Kurulu’ndan tatmin edici bir karar çıkar mı, diye başladık. Ancak
dün televizyonlarda saatlerce AKP heyetinin basın toplantısı canlı
yayımlandı. Gazeteciler de YSK’nin yanıtlaması gereken soruları
Binali Yıldırım başkanlığındaki bu heyete
sordular. Demokrasimiz adına hüzün verici bir tabloydu.
Binali Yıldırım’ın seçimi “murdar” ilan etmesi de bir başka
şaşkınlığın ifadesi. Bu basın toplantısı devam ederken YSK’nin,
Maltepe’de sayılan sandıkların yeniden sayılması kararını iptal
ettiği haberi geldi. Ama canlı yayınlar yine de AKP toplantısından
kopmadı. Onlar için mesele, YSK’nin kararı değil, AKP’nin buna ne
diyeceği!
*** Cumartesi, pazar İzmir Kitap
Fuarı’nda okurla buluştuk. Bir yazar için bu tür buluşmaların
başlıca önemi, kitap okuyan, Türkiye’de olup bitenlere kafa yoran
kişilerin ne düşündüğünü birinci ağızdan öğrenmek. Yanımda kalem
kâğıt bulundurur, belli konulardaki düşünceleri sorar, fiili anket
yapmış olurum. Genellikle birden çok konu olur...
Bu kez tek konu vardı: Ekrem
İmamoğlu’nun mazbatası...
Kimse başka bir soruna değinmedi. Yurttaşların büyük çoğunluğu,
İmamoğlu’nun seçim öncesinde, seçim gecesinde ve seçim sonrasında
izlediği yola ilişkin övgülerini dile getirdi.
31 Mart gecesi büyük bir özlem giderildi...
Sonrası için ise bir yandan kaygılı, bir yandan büyük umut dolu
bekleyiş hâkim.
Birkaç aktarımı paylaşalım...
Seçim gecesinin sabahında anne çocuğuna “günaydın” demiş. Çocuğun
karşılığı şu olmuş:
- İstanbul!
Bir aile ağır hasta büyükleri için kitap imzalatırken rica
etti:
“İstanbul seçimleri ve Ekrem İmamoğlu için güzel bir cümle yazsanız
yeterli...”
İyi eğitimli, iyi...