Cumhuriyet Gazetesi basın tarihimizde en geniş yer tutan yayın
organıdır. Cumhuriyet’in ilanıyla yaşıt gazete, ülkemizin bütün
süreçlerinde hak, hukuk, adalet, özgürlük ve demokrasiden yana
tavrını almıştır.
Türkiye gibi ülkelerde fikir gazetelerinin işi çok zordur. Siyasi
dalgalanmalardan en çok onlar etkilenir. Kimi yayın organları
dalgaların altında kalır, batar. Bunun hem ülkemizde hem dünyada
pek çok örneği vardır. Çünkü ülkenin karşı karşıya kaldığı
sorunlara çözüm üretirken, fikir gazetelerinin içinde de çatallanma
olabilir.
Böyle bir durumun üç muhatabı vardır; gazetenin yönetimi,
çalışanları ve okurları...
Cumhuriyet geçmişte bu tür durumlarla karşılaşmış ve aşmıştır.
*** Ancak önceki gün İstanbul Bölge
Adliye Mahkemesi’nin (İstinaf) onayladığı Cumhuriyet Gazetesi
çalışanlarına ilişkin karar, yukarıda özetlediğimiz sürecin
dışında, tarihte eşi görülmemiş bir hukuksuzluk örneğidir.
İddianamede 667 kez “haber” sözcüğünün geçmesi her şeyi ortaya
koymaktadır.
Gazetemizin yakın geçmişindeki yöneticileri, “Terör örgütüne üye
olmamakla birlikte...” diye başlayan çerçevesi geniş, hukuka
sığmayan bir suçlamayla hüküm giydi.
Böyle bir karar en çok FETÖ’nün işine gelir. Dünya da der ki,
“Bakın Türkiye’de Cumhuriyet gibi bir gazete bile terör örgütü ile
bağlantılı gösteriliyor.”
Davada sıcak durum, kararları İstinaf tarafından onaylanan
Cumhuriyet çalışanlarından 5 yıldan az hüküm giyenlerin hapse
girmesinin gündemde olması. Onlara Yargıtay yolu kapalı. Daha
yüksek ceza alanlar ise Yargıtay’a başvurabilecek. Oradaki yeniden
incelemede kararın bozulma olasılığı bugünkü koşullarda bile var.
Bu durumda az hapis alan heme...