Onu bunu bilmem, televizyon başında en mutlu olduğum anlar
ekonomiden sorunlu bakanın içinde bulunduğumuz durumu anlattığı
saatler...
Elime fosforlu kalem almayı da ihmal etmiyorum; önemli yerlerin
altını çizmek gerekiyor ya. Konuşmanın neresinin önemli olduğunu
zaten kendisi söylüyor, bize sadece altını üstünü çizmek
kalıyor.
Biraz dikkatli dinleyince her şeyi çok güzel ifade ettiğini
anlıyorsunuz. Örneğin, sürekli önümüzdeki ayın bu aydan daha güzel
olacağını anlatıyor. Meğer demek istiyormuş ki; halinize şükredin,
bu günler iyi günleriniz!
12 Eylül’de yine kürsüdeydi. O kadar güzel anlattı ki. Tavsiyesi
üzerine, “Burası çok önemli” dediği cümleleri ayrıca not ettim.
Bakın en güzel söylüyor:
“Türkiye, dünyada en korunaklı ülkelerden biri olma noktasında
önemli adımlar atıyor.”
Silivri’deyken bir gardiyan gülümseyerek şöyle demişti:
“Abi burada çok güvendesin... Mesela trafik kazası geçirme
ihtimalin yok!”
Nasıl rahatlamıştım... Nedense aklıma bu anı geldi.
En en önemli cümle ise aynen şuydu:
“Gelişmekte olan ülkeler içinde böyle yaşanan bir iklim ve düzeyde,
böyle bir takvim yılı içerisinde hem pozitif büyümeyi hem cari
fazlayı eşgüdümlü verebilmek eşsiz bir örnektir!”
Cümlenin altını ikinci kez çizerken sanki şöyle demek istedi gibi
geldi:
“Ekonomi bize rağmen hâlâ ayakta!”
*** Bakanın bu sözlerinden dört gün
sonra dün işsizlik, istihdam ve bütçeye ilişkin rakamlar
açıklandı.
Haziran ayında işsizlik oranı yüzde 13’e yükseldi. Geçen yıla göre
yüzde 2.8 arttı. Genç işsiz oranı 24.8. Geçen yıla göre yüzde
5.2’lik bir artış var. Kayıt dışı işsiz yüzde 35. Bunun ciddi bir
bölümü gönüllü. Yani insanlar, aldıkları kimi yardımlardan olmamak
için kayıtlı çalışmak istemiyor. Bu dur...