Rize’deki Yeşil Yol projesine karşı Karadeniz dağları kadar dik
duruşuyla Türkiye gündemine oturan Rabia
Bekar, yöre halkının değişiyle Havva Ana, direnmenin ne
demek olduğunu herkese gösterdi.
Sosyal medyada en çok paylaşılan içeriklerden biri haline gelen
Havva Ana’nın görüntülerini ben de birkaç kez izledim. O duruşun, o
sözlerin karşısında dağ olsa erirdi. Nitekim hükümet de geri adım
atmak zorunda kaldı. Ancak bu, hükümetin projeden vazgeçtiği
anlamına gelmez. Tepkinin dinmesini bekleyecektir. Türkiye
gündeminin biraz değişeceği güne kadar sabredecektir. Ardından da
yine dozerleri sokmaya girişecektir. AKP’nin 13 yıldır izlediği
yöntem bu.
Ancak sert bir muhalefete çattılar. İğneyi kendimize batırmak
gerekirse, gerçek anlamda “ana” muhalefeti Havva Ana
yaptı. Bize de böyle bir direnişe omuz vermek, olabildiğince
çoğaltmaya çalışmak düşer.
Artvin
Milletvekili Uğur Bayraktutan’ın
Meclis’ten Türkiye gündemine taşıdığı Cerattepe direnişinin
arkasında da yoğunlukla kadınlar var.
***
Aslında Havva Ana, rastgele öne çıkmış bir karakter değil. Deyim
yerindeyse“Ana”dolu’nun, ana hecelerinin hakkını verircesine
ülkemizin pek çok yerinde onları en ön safta görmek
mümkün.
Geçen hafta İzmir’in Ödemiş ilçesindeki Dolaylar Köyü’nde de altın
madenine karşı benzer bir direniş vardı.
Çokuluslu şirketleri arkasına alan, şirket içinde şirket kurup
gerçek sahipliği gizleyen bu doğa saldırganları Küçük Menderes
Ovası’nın en verimli bölgesini de gözlerine kestirdiler.