Yazı aramızda siyasal gelişmelere ilişkin düşüncemizi soranlara güçlü olasılıkları sıralayarak yanıt verirdik. 2 Eylül CHP İstanbul İl Kongresi kararından sonra görüş mesafesinin sıfırla sonsuz arasında zikzak yaptığı bir döneme girdik.
Siyasal tablonun genel görünümü şöyle:
İktidar ülke sorunlarını çözme gücünü yitirince, seçeneğini ortadan kaldırmayı seçti!
Yaşadıklarımızın özeti de bu zaten.
Ekonomi çökmüş... Çare ne? Esnafın üstüne çökmek. Dün Resmi Gazete’de yayımlanan kararnameyle damga vergisinden harca kadar her şeye zam yaptılar.
Orta vadeli program (OVP) açıkladılar. 2025 yılı enflasyon hedefinin yılbaşından bu yana kaç kez değiştiğini anımsamıyoruz. 2024’te dediler ki 2025 enflasyonu yüzde 17.5 olacak. 2025’in son çeyreğine giriyoruz. Hedef, 28.5! Bunun anlamı şu:
Yüzde 30’u geçecek ama diyemiyoruz!
Her şeyi sattılar sıra köprülere geldi. Satamazlar demiyoruz, akla gelen her şeyi satarlar!
Terörsüz Türkiye hedefinde işler Suriye’ye saplanınca işi “CHP’siz Türkiye”ye çevirdiler.
***
Başa dönelim... 15 Eylül’de ne olur?
8 Eylül’deki CHP İstanbul İl Örgütü binasına giriş, bize göre 15 Eylül’ün provasıydı. Ne pahasına olursa olsun, il binasına girmek... Ne pahasına olursa olsun, CHP’yi çatışmalı halde tutmak...