Mesele sadece Emek de Dayanışma Günü olarak 1 Mayıs’ı kutlamak
değil, aynı zamanda alın terinin ve beyin terinin gücünü,
sorunlarını masaya yatırmak.
Öncelikle bu en büyük evrensel bayramı kutlayalım, ayrıntılara
geçelim.
AKP iktidarı döneminde ülkedeki toplam gayrisafi milli hasıladan
(GSMH) emeğin aldığı pay yarı yarıya düştü. 2002’de GSMH’nin yüzde
35’i maaş ve ücretti. Bir bakıma emeğin payı bu kadardı. 2018’de bu
oran yüzde 18’e kadar düştü.
Bu dengesizlikte en büyük haksızlık emekliye yapılıyor. AKP, yıllar
geçtikçe emeklilik bağlama oranı düşen tek ülke olarak Türkiye’yi
başarılması zor bir rekorun sahibi yaptı. Örneğin 2000 yılından
önce emekli olan işçi asgari 1800 lira maaş alırken 2000 yılından
sonra emekli olana 1125 lira maaş bağlanıyor.
1 Mayıs sürecinde çalışanların en güncel ve ciddi sorunu ise kıdem
tazminatı. Hükümet çalışanların bu hakkını fona bağlamak ve
bireysel emeklilik sisteminin parçası haline getirmek istiyor.
***
Türkiye’de 70 yılı aşkın süredir
işçi, 30 yıldır da memur sendikacılığı var. İşçilerin haklarını
alabilmek için örgütlenmelerine iktidarlar hep “büyük tehlike”
gözüyle baktılar.