Sanırım Abdullah Gül’ün cumhurbaşkanlığı dönemindeki son
davetlerden biriydi, Çankaya Köşkü kabul salonundaydık.
Diğer gazeteciler hükümet üyelerinin etrafını kuşatmış, bilgi
almaya çalışıyorlardı.
MHP lideri Devlet Bahçeli ise birlikte geldiği az sayıda MHP
milletvekili ile bir kokteyl masası kenarında halka oluşturmuşlar,
fazla bir şey de konuşmadan duruyorlardı.
Bahçeli ile inişli çıkışlı ama haberci-siyasetçi ilişkisini hiç
aşmayan, nezaket kuralları içinde bir irtibatımız olmuştur hep.
Hatta 2002 Haziranında bir Meclis MHP grubu toplantısında beni AB
konusunda en çok yazarak milliyetçi hareketi yıpratmaya çalışan
gazeteci ilan edip hedefe koymasından dakikalar sonra yüz yüze
geldiğimiz Meclis kulisinde hal hatır sormayı ihmal etmemiştir.
Daha önce 1997’de NTV Ankara Temsilcisi iken kendisini –Alparslan
Türkeş’in vefatından sonra çiçeği burnunda genel başkan olarak- ilk
defa canlı yayına çıkaran gazeteci olmuştum, o zamanlar sağ kolu
olan Koray Aydın’ın da katkısıyla.
Ondan sonra da Fikret Bila ile CNN Türk’teki Ankara Kulisi’nde
konuğumuz olmuştu. Önce Sabah, sonra Radikal Ankara Temsilcisi
olarak çalışırken de kendisinden defalarca özel demeçler
almışımdır.
İşte bu geçmiş yüzünden Bahçeli’yi o kalabalıkta kendi ekibiyle baş
başa görünce bir selam vermek istedim.