Son günlerde bir Türk vatandaşı olarak çok utandığım, ülkem adına çok üzüldüğüm bir şey var.
Farkında mısınız? İngiltere'de bir oylama yapılacak, gelecek
hafta 23 Haziran'da.
İngiliz vatandaşları Avrupa Birliği'nde (AB) kalıp kalmamayı
oylayacaklar.
Çok sert bir referandum kampanyası var.
Tam Almanya Başbakanı Angela Merkel'in "İngiltere ayrılırsa AB
biter" dediği gün, ayrılık yanlısı milliyetçi İngiliz gruplardan
birisinin üyesi, tuttu İngiliz siyasetinin parlayan yıldızlarından
İşçi Partisi milletvekili Joe Cox'u sokak ortasında öldürdü.
İngiltere'de siyaset yüzünden kan dökülmesi uzun süredir görülmemiş
bir şey; o kadar sert geçiyor yarış.
Utandığım şey ise şu:
AB'den kopma yanlısı İngilizlerin en önemli silahı, göçmen
anlaşmasıyla vize serbestliği sağlanacağı sözünden yola çıkarak 78
milyon Türkün Avrupa'yı işgal edeceği propagandası.
Buna karşın bugüne dek güya hep Türkiye'nin AB üyeliğini savunan
İngiliz hükümeti ne diyor biliyor musunuz?
Merak etmeyin Türkiye bu haliyle AB'ye girmeyecek; belki üç bin
yılında diye de dalga geçiyorlar.
Almanya'daki havanın nasıl değiştiğini söylemeye bile gerek yok.
ABD yönetimi içinse Türkiye artık askeri ihtiyaç doğduğunda
aranacak bir ülke ne yazık ki.
Çok değil üç sene önce Ankara'nın gurur duyduğu "değerli yalnızlık"
siyaseti, tehlikeli yalnızlığa dönüşmeye başladı.
"Değerli yalnızlık" deyimini uluslararası ilişkiler dünyasına
kazandıran İbrahim Kalın oldu.
Ağustos 2013'te attığı bir Twitter mesajında aynen şöyle
diyordu:
"Türkiye Ortadoğu'da yalnız kaldı’ iddiası doğru değil ama eğer bu
bir eleştiri ise o zaman söylemek gerekir. Bu, değerli bir
yalnızlıktır.”