2010 Dünya Kupası'ndan bu yana gencecik yaşta Alman Milli Takımı
maestrosu olan Mesut Özil'e iki aydır uygulanan mobing en sonunda
sabrını taşırdı. Türk Milli Takımı'nı seçmediği için zamanında
kendi ülkesinden eleştiri alan ancak yetiştiği Alman Milli
Takımı'nın forması için de elinden geleni yapan Özil'e, Almanların
bu yaptığı ikiyüzlülük ve kocaman bir vefasızlıktır. İlkay ile
birlikte Mesut'a yapılan bu kara propagandanın bedelini, Dünya
Kupası'nda gruptan çıkamayarak ağır bir şekilde ödediler. Mesut,
Londra'da Arsenal forması giyiyor.
Türkiye Cumhuriyeti'nin başkanıyla da, sanatçısıyla da,
edebiyatçısıyla da bir araya gelebilir. Hatıra fotoğrafı çektirip
sohbet edebilir. Onun gibi başka yıldızlar da bunu yapabilir..
Özgürlüklerden bahsedip, dünyaya ders vermeye çalışan Almanların
hazımsız kafalarının idrak etmediği tam da budur. Konu uzadıkça
kaybettiler. Hâlâ konuşuyorlar. Mesut da İngiltere'deki kariyerine
sakin kafayla devam edebilmek için şimdi milli takımı bırakmaya
hazırlanıyor.
Açıkçası kararını destekliyorum. Almanların bir sonraki maçında
yine ıslıklanacak Mesut'un bırakın Arsenal'e, evinde otururken
kendisine faydası olmaz.