Deplasmanda F.Bahçe derbisinin ardından Trabzonspor'a karşı
oynamak zaten zordur, Beşiktaş bu iki maçın arasında Leipzig ile
Şampiyonlar Ligi maçına çıktı. O maçın ikinci yarısında yıpranan
ama kazanmayı başaran takım dün Quaresma-Oğuzhan ve Atiba, yani
gücünün yarısını cezalar yüzünden tribünde bırakmıştı. Buna rağmen,
Vodafone Park faktörüyle iyi başladılar. Avrupa'da kiralık oynadığı
takıma Talisca kadar katkı veren başka bir futbolcu var mıdır?
İkinci sezonunda da aynı zerafetle devam ediyor genç oyuncu. Dün de
jeneriklik bir golle takımını öne geçirdi.
Trabzonspor, İstanbul'da Başakşehir ve Fenerbahçe maçlarında iki
kez öne geçip iki kez yakalanmıştı.
Bu kez geriden gelmek zorundaydılar, başardılar da. Olcay'ın golü
ve ardından eski formasına saygıdan yaşamadığı gol sevinci, bunlar
güzel hareketler… Beşiktaş orta sahasını daha fazla baskı altında
tutabilirdi Ersun Yanal. Özellikle kanatlarda rakibini çok yıprattı
(beklerinden hücumda istediği verimi alamasa da) ama ikinci yarıda
bir anlık hatada Lens çabukluğunu kullanıp nefis bir gol attı. İki
golü de ceza sahası dışından yiyen Onur için futbol şanssızlığıydı
bu goller. Fabri nefis kurtarışlarıyla maça damga vurdu,
Abdülkadir'in plasesini ve oyuna sonradan giren Yusuf ile karşı
karşıya kaldığı pozisyonlarda İspanyol kaleci devleşti. Hafta
içinde SABAH'a verdiği röportajda bu maçın öneminin altını çizen ve
karakterli bir oyundan bahseden Yanal'ın bu vaadini yerine
getirdiğini söyleyebiliriz.
70'den sonra düşen rakibini köşeye sıkıştırdı, Rodellega'nın kafa
golünün ardından maçı da kazanabilirlerdi.
Lens karşı karşıya atsa 3-1 de olabilirdi tabela. Trabzon için
kader anı 90+'da Rodellega'nın kaçırdığı net pozisyondu. Yerden
yere vurduğumuz Süper Lig'de keyifli, bol gollü ve tempolu maçlar
izliyoruz. Biraz lige sahip çıkalım.
Fırat Aydınus için de şunu söyleyebilirim. Talisca'nın Kucka'ya
yaptığı faulde olduğu gibi kart standartında hatalar yaptı.
"Güneş'in eksik takımı, yorgunluğun da etkisiyle taraftarının
tezahüratıyla ayakta kaldı"