Beşiktaş için sanılandan kolay bir gece oldu. Topa sürekli hakim
olan, Partizan'a top göstermeyen bir Beşiktaş vardı. Bu farklı
galibiyetle önemli bir krizin de eşiğinden döndü.
Geçen sezon Şampiyonlar Ligi'nde grup maçlarını yenilgisiz
tamamlayan bir takımın Avrupa'nın dışında kalması büyük kriz
demekti. Zaten Beşiktaş'ta uzun zamandır sıkıntılı demeçler,
sorunlar ve tartışmalar vardı. Avrupa'ya veda etmek yakışmazdı.
Özeti Beşiktaş derin bir nefes aldı. Sahneye çıkan isimler vardı.
Öncelikle Medel... Sahanın gizli kahramanıydı. Hani her eve lazım
derler ya işte öyle bir isim. Orta sahada müthiş işler yaptı, arı
gibi çalıştı, her pozisyonda vardı. Quaresma, Türkiye'ye gelmiş
geçmiş en iyi yabancı futbolculardan biri. Yaptığı ortalar o kadar
etkili ki golü atmamak mümkün değil. Zaman zaman kaprisleri olsa da
onu izlemek büyük keyif. İyi ki Çin'e gitmemiş ve Beşiktaş'ta
kalmış!
Yoksa insanın gözlerinin pasını silecek bir oyuncu olmayacaktı
Beşiktaş'ta.
Pepe: Stoper, lider, marka, enerji, duruş...
Onda bütün bu meziyetler var. Yoksa bu kadar yıl Real Madrid'de
nasıl oynayacaktı! Kariyeriyle fark yaratmaya devam ediyor. Oğuzhan
oyuna renk getirdi. Necip'in sakatlanması ve mecburen Oğuzhan'ın
oyuna girmesi siyah-beyazlı takımı hareketlendirdi.
Beşiktaş daha iyi pas yapmaya başladı.
Bu sakatlık açıkçası Beşiktaş'a yarayan bir durum oldu. Çok
tartışılan bir isim Oğuzhan... Taraftarın bir oyuncuyu protesto
etme hakkı vardır. Fakat dün oyuna girerken de atılan golde de
Oğuzhan'a taraftar büyük destek verdi. Oğuzhan'ın ise gol sonrası
kulaklarını kapaması ve kaptanlık pazubandını takmaması hoş
değildi. Tüm takımlarımızın yolu Avrupa'da açık olsun.